hızla

Turkish-English Translation

  1. Adverb quickly
  2. Adverb without delay
  3. Adverb in a timely fashion
  4. Adverb quickly
  5. Adverb rapidly
  6. Adverb readily
  7. Adverb swiftly
  8. Adverb promptly
  9. Adverb urgently
  10. Adverb hastily
  11. swift
  12. Adverb steeply
  13. smartly
  14. smack
  15. apace
  16. fast
  17. Adverb exponentially
  18. hard
  19. at the double
  20. fleetly
  21. in jig time
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(otomobil) en yüksek hızla
in top
artan bir hızla
at an accelerating pace Adverb
aynı hızla
pari passu
büyük bir hızla
at a great rate
büyük hızla
at a great speed
büyük hızla
by leaps and bounds
büyük hızla
at a great pace
büyük hızla
against time
çok büyük bir hızla
at a breakneck pace Adverb
saatte 30 mil hızla
at thirty kilometers per hour
saatte 30 mil hızla
at a speed of 30 miles an hour
son hızla
at breakneck speed Adverb
tam hızla
at full blast
tam hızla
hell for leather
tam hızla
at full speed
hızla akıtmak
to flush Verb
hızla akmak
to course Verb, Physics
hızla artan gelir
fast mounting income
hızla artan giderler
runaway costs Noun
hızla artan vergi geliri
fiscal boost
hızla aşağı yukarı inip çıkmak
to bob Verb
hızla atılmak veya fırlatmak
to hurtle Verb
hızla atmak
to fling Verb
hızla atmak
to hurl Verb
hızla başka bir aracın önüne doğru sürmek
to carve up Verb
hızla büyüme
vegetation Noun, Pathology
hızla büyümek
to shoot up Verb
hızla büyümek (iş
boom
hızla büyüyen
exponential
hızla çarpmak
to clash Verb
hızla çevirmek
to whirl Verb
hızla çoğalmak
to mushroom Verb
hızla çoğalmak
to proliferate Verb
hızla çok para kazanmak
to rake it in Verb
hızla değişmeyen fiyatlar
sticky prices Noun
hızla dönmek
to whirl Verb
hızla dönüş
whirl
hızla düşen ve yine hızla yükselen bir performans eğrisi
j curve
hızla düşmek
to drop like a rock Verb
hızla engellerle karşılaşmak
to run fast into bottlenecks Verb
hızla fırlatmak
to hurtle Verb
hızla geçmek
to flash by Verb
hızla geçmek
to course Verb, Physics
hızla geçmek
to flash past Verb
hızla gelişmek
to proliferate Verb
hızla gelmek
to come flying Verb
hızla geri çekilmek
to beat a hasty retreat Verb
hızla gitme
nip
hızla gitmek
to career Verb
hızla gitmek
to make time Verb
hızla göstermek
to flash Verb
hızla hareket etmek
to flash Verb
hızla hareket etmek
to zap Verb
hızla hareket etmek
to move quickly Verb
hızla hareket ettirmek
to whisk Verb
hızla ilerleme
boom
hızla ilerleme kaydetmek
to forge ahead Verb
hızla ilerlemek
to charge Verb
hızla ilerlemek
to forge ahead Verb
hızla inmek
to plunge Verb
hızla kaçmaya çalışmak
to make a bolt for Verb
hızla karıştırmak
to beat Verb
hızla karşıya geçmek
to hop across Verb
hızla kazanılmış para
quick (quickie) buck
hızla koşmak
to fly Verb
hızla mideye indirmek
to down Verb
hızla oynatma
toss
hızla tüketilen
red goods
hızla uçağa binip uçmak
to air dash Verb
hızla üstüne gitmek
to bear down Verb
hızla uzaklaşmak
to make off Verb
hızla uzaklaşmak
to buzz Verb
hızla ve kolayca çıkmak ve inmek
to shin Verb
hızla ve kuvvetle vurmak
to bash Verb
hızla vurmak
to jab Verb
hızla vurmak
to crack Verb
hızla vurmak
to bang Verb
hızla vurmak
to whack Verb
hızla vurmak
to clout Verb
hızla ya da kısaca yazmak
to jot Verb
hızla yaklaşmak
to bear down Verb
hızla yemek yemek
to put on the nose- bag Verb
hızla yıkıma gitmek
to rush headlong to one's ruin Verb
hızla yol almak
to forge ahead Verb
hızla yön değiştirmek
to sheer Verb
hızla yürümek
to rush Verb
hızla yutmak
to down Verb
(bir yarayı , planı , vb) hızla geçirmek
to railroad Verb
(borsa) aniden hızla yükselmek
to rocket Verb
(diskoteklerde , vb) hızla yanıp sönen ışıklar
strobe light
(fiyatlar) hızla fırlamak
to move briskly ahead Verb
(fiyatlar) hızla fırlamak
to go ahead sturdily Verb
(kâğıtları , sayfaları) parmakla hızla çevirmek
to riffle Verb
(kalp) hızla atmak
to hammer Verb
(otomobil) dönemeci hızla almak
to swing round the corner Verb
(satışlar) hızla artmak
to rocket Verb
belli bir hızla gitmek
to maintain a speed Verb
bir konuda hızla ilerleme kaydetmek
to forge ahead with Verb
bir konuda hızla ilerlemek
to forge ahead with something Verb
bir konuda hızla yol almak
to forge ahead with Verb
bir şeye hızla çarpmak
to plough plow with sth Verb
bir uçuruma hızla gitmek
to precipitate into an abyss Verb
bir ülkenin nispeten hızla kalifiye işçiler
hollowization
bir yeri hızla terk etmek
to split Verb
bir yoldan aşağı hızla gitmek
to speed down a street Verb
birden ve hızla çekiş
yank
birşeyi alıp hızla uzaklaşmak
to make off with something Verb
cankurtaran simidine hızla ilerlemek
to make fast to a buoy Verb
çevresine hızla bakmak
to glance round Verb
gürültüyle veya hızla bir yere dolmak
to bounce Verb
iki misli hızla sürmek
to drive in double quick time Verb
kapıyı hızla iterek açmak
to burst the door open Verb
kontrol altındaki giderlerin hızla fırlaması
runaway cost
mevduatın bankalardan hızla çekilmesi
run on banks
Olaylar hızla gelişti.
One thing led to another.
önemi hızla artan
sunrise industry
saatte 100 km hızla gitmek
to be running at 100 km miles an hour Verb
saatte 100 km hızla gitmek
to travel at a speed of 100 km per hour Verb
sayfaları hızla çevirmek
to flip Verb
sınava hızla hazırlayıcı okul ya da öğretmen
crammer
tam hızla koşma
sprint
üzerinden hızla geçmek
to shoot Verb
vasat hızla ilerlemek
to proceed at a moderate speed Verb
yokuş aşağı hızla inmek
to speed down a street Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database