handout

  1. Noun, Advertising bildiri
  2. Noun sadaka, bedava dağıtılan yiyecek.
    The tramp was given a handout.
  3. Noun (gazetecilikte) bildiri, tebliğ, basına verilen haber.
    Please read the handout carefully.
  4. Noun (bedava dağıtılan) örnek, çeşni, numune.
  5. Noun elden dağıtılan belge, vesika, ilân vb.
bedava dağıtılan nesneler
(a) (bedava) dağıtmak, tevzi etmek.
The storekeeper handed out free candies. (b) düzenlemek, tertip
etmek, icra/ifa etmek, donatmak.
hand out severe punishment: şiddetli ceza vermek.