kısa ve uzak mesafe yük taşımacılığı
(a) uzun süre/müddet/zaman, (b) uzak mesafe, (c) uzun süren iş
(malın taşındığı) kısa mesafe
boşuna yazılmış yazı ya da sonuç vermeyen çaba
tutuklayıp mahkeme huzuruna çıkarmak.
He was hauled before the judge.
indirmek, mayna etmek.
to haul down the flag/the colors: baş eğmek, yenilgiyi kabul etmek.
bir bayrağı indirmek
Verb
(a) bayrak indirmek, (b) teslim olmak.
seksenmek, ağır bir yumruk indirmek için kolu geriye çekmek.
He hauled off and socked the guy.
rüzgâr yönünde seyretmek.
(yanlış yapılan bir işten dolayı) azarlamak/tekdir etmek/haşlamak.
birini ağır biçimde azarlamak
Verb
(a) gemiyi rüzgâr yönüne çevirmek, (b) geminin rotasını değiştirmek, (c) yukarıya çekmek, (d) kayığı
denizden karaya çekmek, (e) durmak, (f)
be hauled up: mahkemeye sevkedilmek.
uzak mesafeye yük taşıyan uçak
(US) uzak ve kısa mesafe klozu
şiddetle azarlamak, haşlamak.
(US) kısa yol yük taşıma işi