have a fit

  1. Verb babalanmak
  2. Verb nöbet tutmak
… damarı tutmak, … (yapacağı) gelmek/tutmak.
have a fit of laughter: gülmesi tutmak.
He had
a fit of idleness: Tembellik damarı tuttu.
He vill have a fit when he knows: Bunu duyarsa adama inme iner.
tembelliği üstünde olmak Verb
inadı tutmak Verb