have at

  1. -e saldırmak/hücum etmek, üstüne atılmak, işe koyulmak.
    to let someone have it
    k.d. birisine
    saldırmak/hücum etmek, birisini haklamak/dövmek.
emrinde bulunmak Verb
emrine amade olmak Verb
göz önünde tutmak, arzu etmek, amaçlamak.
to have another's best interest at heart.
cürme teşebbüs etmek Verb
nüfuzlu tanıdıkları olmak Verb
eleştirmek Verb
çalışmak Verb
bir şeyle uğraşmak Verb
birisinin haline gülmek.
bir şeye iyi bakmak Verb
istasyonda uzun süre beklemek Verb
haberi ilk kaynağından almak Verb
bütün yıl kirada olan bir mülke sahip olmak Verb
birine kinayede bulunmak Verb
(şansını/talihini) denemek, bir şeyi bir kere tecrübe etmek.
It's a hard job, but I'd like a shot
at it. 23.
call one's shot
k.d.: niyetini/maksadını açıklamak.
birine taş atmak Verb
birine taş atmak Verb
teşebbüs etmek, atılmak, saldırmak.
bir girişimde bulunmak Verb
girişimde bulunmak Verb
birine kısa bir bakış fırlatmak Verb
bir şeyi denemek Verb
girişimde bulunmak Verb
sıra ile denemek Verb
emrine amade bol parası olmak Verb
gözünden bir şey kaçmamak, herşeyi görmek.
He has eyes at the back of his head: Onun gözünden
bir şey kaçmaz, görmediği yoktur.
her zaman serbest çıkış iznine sahip olmak Verb
nüfuzlu dostları olmak Verb
adliyede nüfuzu olmak Verb
bir girişime büyük paralar yatırmış olmak Verb
eli altında parası olmak Verb
kaybedecek çok şey olmak Verb
eli altında olmak Verb
hiçbir kanuni çaresi olmamak Verb
hiç bir kanuni çaresi olmamak Verb
baştan aşağı sinir kesilmek Verb
pazarlık masasında temsilcisi olmak Verb
birinin iyiliği için titizlik göstermek Verb
baktırmak Verb
bir şeyi kalben dilemek Verb
bir şeyin girdisini çıktısını bilmek Verb
bir şeyi çok iyi bilmek Verb
bir işin ehli olmak, künhüne vakıf olmak, girdisini çiktısını bilmek.
bir şeyi parmaklarında oynatabilmek Verb
bir şey eli altında olmak Verb
borsada hisse senetlerini kote ettirmek Verb
hisse senetlerini kote ettirmek Verb
borsa da hisse senetlerini kote ettirmek Verb
kısmet ayağına gelmek, fırsatı kaçırmamak.
hemen işe başlatmak Verb
yararlı iş başlatmak Verb
(a) bir şeyi şöyle bir denemek, yapmaya çalışmak, (b) alay/istihza etmek.
bir şeyi bulmaya/keşfetmeye çalışmak.
konuşmaya tenezzül etmemek, kibirinden kimse ile konuşmamak.
girişmek, teşebbüs etmek.
bir şeyin biri için işten bile olmaması