hazard

  1. tehlike, risk, riziko.
    This constitutes a hazard for pedestrians. The life of an explorer is full
    of hazards.
    at all hazards: her türlü tehlikeye rağmen, her ne pahasına olursa olsun, her şeyi göze alarak, ne yapıp yapıp.
  2. tehlikeli/tehlike doğuran şey.
    a health hazard: sağlık için tehlikeli şey.
    The many hazards
    of a big city. Natural hazards. Professional hazards.
  3. baht, şans, tesadüf.
    It was pure hazard that … : Sırf bir tesadüf eseri olarak …
  4. kaza, önceden bilinmeyen olay.
  5. (golf) engel, mania.
  6. iki zarla oynanan eski bir oyun.
  7. tehlikeye maruz şey.
  8. (tenis) sayı yapan servis atışı.
  9. (bilardoda) bir vuruş.
    winning hazard: rakibin topunu deliğe sokan vuruş.
    losing hazard:
    kendi topunu deliğe sokan vuruş.
  10. cür'et göstermek, cesaret edip girişmek.
    hazard a guess: tahmin etmek, kafadan atmak.
  11. tehlikeye koymak/atmak/maruz bırakmak, riske etmek.
    In making the investment, he hazarded all his
    savings. To hazard one's life.
  12. tehlikeyi göze almak, … tehlikesi ile karşılaşmak, tehlikeye maruz kalmak.
    Thieves hazard arrest.
  13. talihe/şansa/tesadüfe bırakmak, bahta havale etmek.
hayatını tehlikeye atarak
hayatını tehlikeye atmak Verb
kaza rizikosu Noun
hava rizikosu Noun
iş rizikoları Noun
afet tehlikesi
(yangın sigortası) her türlü yangın riski
tehlike türleri Noun
deprem riski
elektriksel teklike
patlama tehlikesi
(yangın sigortası) hasar ihtimaline maruz kalma
yangın tehlikesi
şans oyunu
(Br) taksitli ödeme rizikosu Noun
taksitli ödeme rizikosu Noun
risk artışı
sanayi rizikosu Noun
sanayi riski
sanayii riski
hukuki risk
hazard (9).
sigortalı bir kimsenin veya onun çalıştırdığı kimselerin dikkatsizliği veya aldatıcı hareketleri sonucu doğan zararın artması
(sigorta) sübjektif risk
iş kazası tehlikesi
meslek tehlikesi
işletme rizikosu Noun
doğal rizikolar
çalınma tehlikesi
umumi tehlike Law
radyasyon tehlikesi
tehlikenin azaltılması
tehlikeyi göze almak Verb
riske girmek Verb
güvenlik riski
(yangın sigortası) özel risk
iş riski
ticari risk
trafik tehlikesi
topu deliğe sokan vuruş.
winning post: yarışın bitiş noktasını işaretleyen kazık.
winning stroke:
başarı kazandıran vuruş.
bir düşünce ortaya atmak Verb
bir gözlemde bulunmak Verb
normal maaş veya ücretine ek olarak tehlikeli çalışma koşulları dolayısıyla işçilere yapılan ödemeler Noun
riziko primi
riziko sınıflandırma
bir şeyi yapmaya kalkışmak Verb
dörtlüler Noun, Transport
dörtlü flaşör Noun, Transport
savaş rizikosu Noun