header

  1. Noun başlıkçı, başlık koyan/takan veya çıkaran kimse/şey.
  2. Noun biçerdöver: yalnız başakları kesen harman makinesi.
  3. Noun cıvata başı yapan makine.
  4. Noun T borusu: ana su borusunun kollara ayrıldığı yer.
  5. Noun, Architecture (a) kenet tuğlası, dar yüzeyi duvarın dışında görünen tuğla. (bkz: stretcher ) (5), (b) baş kirişi:
    taban veya çatıda paralel kirişlerin başına çakılı kiriş.
  6. Noun baş aşağı, tepe takla.
    take a header: (suya) başaşağı dalmak/düşmek.
    He stumbled and took a
    header into the ditch. He took a header into the water.
  7. Noun (futbol) kafa vuruşu.
(iki takım arasında üstüste yapılan) çifte karşılaşma. Noun
iki lokomotifle çekilen tren Noun
(denizcilik) nöbetçi
başlık kartı
rehber kart
rehber etiket
önetiket Information Technology
balıklama atlamak Verb