hedge

  1. çit, bahçe/tarla sınırına dikilen şimşir/çalı/küçük ağaç vb.
    beech hedge: kayın çiti.
  2. sınır, hudut.
    a hedge of stone.
  3. engel, mania.
  4. olasılı zararlara karşı önlem/tedbir, bir yatırımda/bahiste/müzakerede tüm zarara uğramayı önleyecek
    tedbir/davranış.
    Buying a house will be a hedge against the possibility of our money losing value.
  5. her iki taraf için bahse girişme.
  6. Literature
    in/off/about
    etc.: çit çekmek, çitle çevirmek.
    to hedge a garden.

  7. hedge in/about
    etc.: çevirmek, sarmak, kuşatmak, ihata etmek.
    an island hedged in by
    water.
    hedged about/around with difficulties: zorluklarla çevrili.
  8. koruyucu önlem/tedbir almak, muhtemel aksi gelişmelere karşı korumak.
    He hedged his plan against attack
    and then presented to the board.
  9. zararı/kaybı azaltmak, olasılı zararlara karşı telâfi edici önlemler almak (yatırımı çeşitli kaynaklara
    dağıtarak veya her iki taraf için bahse girerek vb.).
    hedge one's bets.
    hedge a bet: iki taraf için bahse girmek.
  10. önlemek, engel olmak/çıkarmak, serbest hareketten alıkoymak, (hareketini) kısıtlamak/sınırlamak/zorlaştırmak.
  11. kaçamaklı davranmak, kaçamak cevap vermek.
    Stop hedging and tell us what you want to do?
  12. (korkusundan/kötü niyetle) gizlenmek/saklanmak.
çeşitli sonuçlar için bahse girerek kayıp olasılığını azaltmak.
ağzında geveleyip durma
faiz oranlarında veya döviz kurlarında çıkması beklenen ortalama olumsuz gelişmelere karşı korunmak amacıyla
vadeli sözleşmeler satın alınması
her zaman rastlanır olmamak Verb
taze dikenli fidanlardan yapılmış çit
(Br) dikenli çit
ihtiyatlı davranmak Verb
bir fiyatı emniyet altına almak Verb
enflasyona karşı önlem
enflasyondan korunmak Verb, Economics
osage orange.
budama bıçağı, ağaç budamakta kullanılan çengel biçiminde bıçak.
serseri
vadeli satın alış (satın alınan bir malın sonraki bir tarihte teslim edilmek üzere alınışı
(US) vadeli satış klozu
sosyal ve ekonomik güçlüklerle karşı karşıya olan iç ekonomiyi korumak için Avrupa Topluluğu'na üye bir
ülkenin Roma Antlaşması gereğince alınmasını i
(US) ithalatı azaltmak Verb
borsacılar, büyük sermaye kazançları sağlamak amaciyle mahdut sayıda kimselerden kurulmuş spekülatif borsa oyunu oynayan topluluk.
çit sarmısağı
(Sisymbrium officinale): hardal familyasından beyaz çiçekler açan, yaprakları yürek
biçiminde, sarmısak kokulu uzun bir yabani ot.
çit otu
(Gratiola officinalis): sıracaotugillerden eskiden hekimlikte kullanılan bir ot. Noun
çit otuna benzer herhangi ot:
skullcap: bereotu
(Scutellaria minor) gibi. Noun
çitle çevirmek Verb
bir toprak parçasını çitle çevirmek Verb
iyi şöhreti olmayan avukat
gizli evlenme
polis kordonu
gezginci cahil papaz. Noun
skandal haberleri yazan gazete
gezginci cahil papaz. Noun
kötü okul
malları ileride teslim etmek üzere parasını şimdi alma yoluyla satış
birinin kural ve nizamnamelerle elini kolunu bağlamak Verb
çit serçesi
(Prunella modularis). Noun
yazar taslağı