hen

English-Turkish Translation

  1. Noun dişi kuş, özellikle kümes hayvanlarının dişisi.
    a hen pheasant: dişi tavus.
    a hen sparrow: dişi serçe.
  2. Noun dişi balık/ıstakoz.
    a hen lobster: dişi ıstakoz.
  3. Noun kocakarı.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

broody hen
gurk
Guinea hen
dişi beç tavuğu
hazel hen
fındık kekliği
(Tetrastes bonasia).
hazel hen
dağ tavuğu
(Tetrastes bonasia).
heath hen
funda tavuğu
(Tympanuchus cupido cupido): eskiden Amerikada yaşamış ve halen nesli tükenmiş bir tür kara tavuk. Noun
heath hen
kara tavuk. Noun
mad as a wet hen
çok öfkeli.
Mrs. B. was mad as a wet hen when the rabbits ate her tulips.
marsh hen
su tavuğu
(Fulica atra). Noun
marsh hen
moorhen. Noun
marsh hen
bittern Noun
mud hen
su tavuğu
(Fulica atra). Noun
mud hen
su yelvesi Noun
prairie hen
çayır tavuğu
(Tympanuchus cupido, T. pallidicinctus): K. Amerika bozkırlarında bulunan, tüyleri
kırmızımsı kahverengi, siyah ve beyaz renklerde bir av kuşu.
sitting hen
kuluçka tavuk.
turkey hen
dişi hindi.
water hen
su tavuğu
(Gallinula chloropus). Noun
water hen
yaban ördeği
(Fulica americana). Noun
hen and chickens
dağtomruğu, kök/dal salarak üreyen/çoğalan bitki, tomurcuklar vererek çoğalan bitki. Noun
hen house
tavuk kümesi
hen party
kadınlar toplantısı. Noun
hen scratch
eciş bücüş el yazısı, okunmaz yazı. Noun
hen track
eciş bücüş el yazısı, okunmaz yazı. Noun
a hungry hen imagines herself in a granary
aç tavuk kendini arpa ambarında sanır
like a hen with one chicken
titiz, fazla telâşlı.
English-Turkish phrases from Zargan's own database