hog

  1. Noun, Zoology domuz
  2. Noun, Zoology domuz
    (Suidae Artiodactyla).
  3. Noun iri kasaplık domuz, ehlileştirilmiş domuz.
  4. Noun obur/bencil/pis kimse, pisboğaz.
  5. Noun (a) kırkılmamış toklu (bir yaşındaki kuzu), (b) toklu yünü, (c) tosun vb. gibi bir yaşındaki hayvan.
  6. Verb (a) açgözlülükle kapmak, hissesinden fazla almak.
    Don't hog the blanket. (b) alelacele/oburca/hapır
    hupur yemek, domuz gibi tıkınmak.
    He hogged down his dinner and rushed out.
  7. Verb sırtını kamburlaştırmak, domuz sırtı gibi kavisli yapmak.
  8. Verb (atın yelesini) kırkmak, kısa kesmek.
  9. Verb, Maritime Traffic kamburlaşmak: gemi omurgası yukarı doğru bükülmek.
  10. pig ile ayni anlama gelir. lokomotif.
domuzbağı Noun
kepçe ile yemek
kepçe ile yemek Verb
av suçu
(US) ruhsatsız avlanma
işi tam (lâyıkı ile) yapmak, sonuna kadar sebat etmek.
(bir işi) tam/noksansız yapmak, sonuna kadar uğraşmak.
(a) bir işi dört başı mamur yapmak, (b) istediğini elde etmek için herşey göze almak, çekinmeden girişmek.
bir işi tam yapmak Verb
woodchuck Noun
ferah fahur, servet/bolluk içinde, müreffeh, zengin.
ferah fahur, servet/bolluk içinde, müreffeh, zengin.
para içinde yüzmek Verb
bolluk içinde yaşamak Verb
hali vakti yerinde/refah içinde olmak, ferah fahur geçinmek, yeyip içip keyfine bakmak.
hali vakti yerinde/refah içinde olmak, ferah fahur geçinmek, yeyip içip keyfine bakmak.
hesaplı olarak, fazla masraf yapmadan.
dikkatsiz şoför, arabayı dikkatsiz sürerek başkalarını tehlikeye sokan sürücü.
bütün yolu işgal eden şoför/arabacı.
Afrika yaban domuzu
(Phacochoerus aethiopicus).
hepsi, bütünü, tümü, tamamı.
(US) megafon
domuz kolerası. Noun
domuz fıstığı
(Amphicarpa bracteata). Noun
(US) konuşma süresini kötüye kullanmak Verb
yolun ortasından araba sürmek, bütün yolu işgal etmek, geçit vermemek.