houses

English Turkish Phrases

Retail sale via mail order houses or via Internet (NACE code: G47.9.1)
Posta yoluyla veya internet üzerinden yapılan perakende ticaret (NACE kodu: 47.91) Noun, Trades-Professions
a village of fifty houses
elli haneli köy
as safe as houses
son derece güvenli
block of houses
sıra evler Noun
block of houses
ada
Directorate General of Prisons and Detention Houses
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
General Director of Prisons and Detention Houses
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Proper Name, Public Administration
having houses
evli
proximate houses
yakın evler Noun
put money into houses
konutlara para yatırmak Verb
row houses
sıra evler Noun
row of houses
evler dizisi
scattered houses
dağınık evler Noun
semi-detached houses
ikiz evler Noun
set of houses
evler grubu
straggling houses
dağınık düzenli evler Noun
straggling houses
dağınık evler Noun
succession of houses
evler dizisi
houses of parliament
(Br) parlamento binası Noun
houses offered for sale
satılık evler Noun
finance houses association
(Br) Finans Kurumları Birliği (belli başlı finans kurumlarının katılmasıyla hükümet karşısında menfaatlerini
korumak amacıyla kurulmuş örgüt
People who live in glass houses shouldn't throw stones
Sırça evde oturan taş atmaktan sakınmalıdır: (a) Göreceği karşılıktan incinenler sözlerine/yaptıklarına
dikkat etmelidir; (b) Kendinde bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalı, (c) Senin yaptıklarını yapanları kınama.
put money into houses (land)
evlere (arsaya) para yatırmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database