işlemek

Turkish-English Translation

  1. Verb, Information Technology to manipulate (to)
  2. enter
  3. Verb to perpetrate
  4. Verb to process into
  5. Verb to run
  6. Verb to do fine work on
  7. Verb to embroider
  8. Verb to penetrate
  9. Verb to soak into
  10. Verb to function
  11. Verb to operate
  12. Verb to do work
  13. Verb (business) to be doing a good business
  14. Verb (road) to carry traffic
  15. Verb (vehicle , ship) to ply
  16. Verb to make regular trips
  17. Verb (land) to cultivate
  18. Verb (subject) to discuss
  19. Verb (law) to be effective
  20. Verb to be enforced
  21. Verb (boil) to fester
  22. Verb (crime) to commit
  23. Verb (records) to enter
  24. Verb to busy
  25. Verb to commit
  26. Verb to process
  27. Verb, Chemistry to treat
  28. Verb to work
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

suç işlemek amacıyla örgüt kurmak
establish a criminal organization Verb, Criminal Law
(hastahane) hayırseverlerin para yardımlarıyla işlemek
to be supported by voluntary contributions Verb
(otobüs) saat başı işlemek
to run every hour Verb
(yaralar) işlemek
to suppurate Verb
ahlaka aykırı suç işlemek
to offend morals Verb
anlayışı çabuk işlemek
to be quick on the uptake Verb
bilgi işlemek
to process data Verb
bir cinayet işlemek
to commit a murder Verb
bir fikri işlemek
to expand an argument Verb
bir fikri işlemek
to develop an idea Verb
bir hata işlemek
to commit a fault Verb
bir hırsızlık suçu işlemek
to commit a theft Verb
bir konuyu baştan aşağı işlemek
to treat a subject fully Verb
bir konuyu en ince ayrıntısına kadar hakkını vererek işlemek
to treat a subject with the ful l ness due Verb
bir konuyu işlemek
to handle a subject Verb
bir konuyu işlemek
to amplification upon a subject Verb
bir konuyu yazılı ya da sözlü olarak işlemek
to discourse Verb
bir muhasebe kaydında kayıt silme işleminin tersini işlemek
to write back Verb
bir suç (cürüm) işlemek
to perpetrate a crime Verb
bir suç işlemek
to commit an offence Verb
bir suç işlemek
to perpetrate a crime Verb
bir suç işlemek
to commit a crime Verb
birinin aleyhine işlemek
to tell against someone Verb
birinin aleyhine işlemek
to work against someone Verb
birinin içine işlemek
to cut someone to the heart Verb
birinin lehine işlemek
to work in someone's favour Verb
birinin lehine işlemek
to work in favour of someone Verb
birlikte hareket etmek ve işlemek
to synchronize Verb
birşeyin aleyhine işlemek
to work against something Verb
birşeyin lehine işlemek
to work in favour of something Verb
çekiçle işlemek
to hammer Verb
ciddi bir suç işlemek
to commit a serious crime Verb
ciddi suç işlemek
to commit a serious crime Verb
ciğerine işlemek
to touch one to the quick Verb
cinayet dışında her suçu işlemek
to commit every crime short of murder Verb
cinayet işlemek
to commit murder Verb
cinayet işlemek
to commit a murder Verb
cürüm işlemek
to commit a felony Verb
cürüm işlemek
to commit a crime Verb
faizi işlemek
to yield interest Verb
görevde kusur işlemek
to misdemeano u r in office Verb
günah işlemek
to commit a sin Verb, Religion-Faith
günah işlemek
to transgress Verb
günah işlemek
to trespass Verb
günah işlemek
to sin Verb
günah işlemek
to err Verb
haksız fiil işlemek
to commit a tort Verb
hata işlemek
to make a mistake Verb
hata işlemek
to commit an error Verb
hata işlemek
to err Verb
hayır işlemek
to be charitable Verb
hayır işlemek
to do good Verb
her saat başı işlemek
to run every hour Verb
hırsızlık suçu işlemek
to commit a theft Verb
içine işlemek
to pierce Verb
içine işlemek
to perforate Verb
içine işlemek
to chill one to the bone Verb
içine işlemek
to soak one to the skin Verb
içine işlemek
to take to heart Verb
içine işlemek
to affect one deeply Verb
içine işlemek
to penetrate Verb
içine işlemek
to permeate Verb
içine işlemek
to pervade Verb
iğne ile nakış işlemek
to embroider Verb
iliğine işlemek
to be touched to the quick Verb
iliğine işlemek
(cold) to penetrate to one's marrow Verb
kabahat işlemek
to offend Verb
kabahat işlemek
to misdemean Verb
kabahat işlemek
to do wrong Verb
kafası işlemek
to be on the ball Verb
kakma işlemek
to inlay Verb
kalemle işlemek
to engrave Verb
kanuni adaba karşı suç işlemek
to offend public policy Verb
mekik gibi işlemek
to shuttle Verb
nakış işlemek
to embroider Verb
saat başı işlemek
(bus) to run every hour Verb
saat gibi işlemek
to have it down pat Verb
sabit bir programa göre işlemek
to run to a fixed schedule Verb
Şam işi gibi işlemek
to damask Verb
suç işlemek
to commit an offence Verb
suç işlemek
to commit a crime Verb
suç işlemek
to admit an offence Verb
suç işlemek
to incur guilt Verb
suç işlemek
to pull off a crime Verb
suç işlemek
to perpetrate a crime Verb
suç işlemek
to commit crime Verb
suç işlemek
to commit an offense Verb
tarifeye göre işlemek
to start after schedule Verb
tarifeye göre işlemek
to sail to schedule Verb
tecavüz suçu işlemek
to commit rape Verb
toprağı işlemek
to work the land Verb
toprağı işlemek
to bring land into cultivation Verb
toprağı işlemek
to farm land Verb
toprağı işlemek
to cultivate Verb
toprağı işlemek
to till Verb
toprak işlemek
to soil working Verb
vatanseverlik bahanesiyle cinayet işlemek
to commit murder under the veil of patriotism Verb
veriler işlemek
to process data Verb
verileri işlemek
to process data Verb
yara işlemek
(wound) to fester and dicharge Verb
yeniden suç işlemek
to replapse into crime Verb
zamanında işlemek
to run on time Verb
cinayet işlemek kastıyla tecavüz
assault with intent to commit murder
suç işlemek amacıyla gizli örgüt kuran kişi
conjurator
suç işlemek kastiyle
animo felonico
suç işlemek niyetiyle dolaşmak
to loitering with intent to commit an offence Verb
islemek
to blacken something with soot Verb
islemek
to smoke (a food to preserve it Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Üzerine emek sarfetmek
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

islemek
İse tutup karartmak