ifade

Turkish-English Translation

  1. Noun statement
  2. voice
  3. look
  4. expression
  5. mention
  6. strain
  7. Noun assertion
  8. utterance
  9. recital
  10. word
  11. mouth
  12. protestation
  13. diction
  14. clincher
  15. dixit
  16. misdescription
  17. statement of fact
  18. verbalism
  19. way of expressing one's thoughts
  20. facial expression
  21. representations
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

aşırı gürültüden yakınma ifadesi
I can't hear myself think Noun
bir malın değerinin para ile ifadesi
nominal terms Noun
bir ticari işin zarar etmekte olduğunun ifadesi
in the red Noun
bitirme ya da başarı ifadesi
bob's your uncle Noun
bu sabit değerin maliyet fiyatının yüzdesi olarak ifadesi
rate of estimated depreciation Noun
doğrudan tanık ifadesi
positive testimony Noun
donyağı ifadesi
deadpan expression Noun
en yüksek standardın ifadesi
deluxe Noun
hayret ifadesi
gosh Noun
ifade özgürlüğü ile ilintili suç
crime related to freedom of expression Noun, Law
ifade özgürlüğü ile ilintili suç
crime related to freedom of speech Noun, Law
kesin tanık ifadesi
positive statement Noun
korkunç bir yüz ifadesi
murderous expression Noun
küçümseme ifadesi
big deal Noun
mahpus ifadesi
statement by prisoner Noun
memnuniyetsizlik ifadesi
humph Noun
minnet ifadesi
bless you Noun
nezaket ifadesi
patent of gentility Noun
onaylama ifadesi
huh Noun
paritelerin ifadesi
expression of par values Noun
sanat ifadesi
art expression Noun
şaşkınlık ifadesi
golly Noun
şaşkınlık ifadesi
blimey Noun
şaşkınlık ifadesi
gee gee whiz Noun
savcı ifadesi
statement of the prosecution Noun
sigortalının ifadesi
statement of the insured Noun
sıkıntı ifadesi
blast Noun
surat ifadesi
facial expression Noun
tanık ifadesi
parol evidence Noun
telaş ifadesi
botheration Noun
tutuklu ifadesi
prisoner's statement Noun
vb ifadesi
ho Noun
vb ifadesi
flipping Noun
vb ifadesi
cor Noun
vb ifadesi
heck Noun
vb ifadesi
bloody Noun
vb ifadesi
jeepers Noun
vb ifadesi
bless me (or my soul) Noun
yeminli tanık ifadesi
testimony Noun, Law
yüz ifadesi
facial expression Noun
yüz ifadesi
expression Noun
(matematik) ifade
expression
(sanık) suçlayıcı ifade
incriminatory statement
adi ifade
low expression
ağdalı ifade
redundancy
ağdalı ifade
inflated language Noun, Language-Literature
ağdalı ifade
puffed-up language Noun, Language-Literature
asılsız ifade
untrue statement
belirsiz ifade
ambiguous expression
canlı ifade
picturesque
cebirsel ifade
algebraic expression Noun, Algebra
çift anlamlı ifade
loaded statement
çok-sözcüklü ifade
multiword expression Noun, Linguistics
değiştirilemeyecek ifade
irrevocable statement
dolambaçlı ifade
periphrasis Noun, Linguistics
edebi ifade
literary expression
gerçek ifade
true statement
kalıplaşmış ifade
set phrase Noun
kesin ifade
definite statement
kesin ifade
positive assertion
kesin ifade
precise statement
makul olmayan ifade
illegitimate statement
matematik ifade
expression
olaylara dayanan ifade
factual statement
ortak ifade
joint statement
özlü ifade
brevity Noun
parlak ifade
clear account
şairane ifade
poem
sarih ifade
specific statement
sarih ifade
clear expression
şaşkınlık belirten ifade
crikey
sayısal ifade
numerical expression Noun, Algebra
sözlü ifade
verbal statement
tamamlayıcı ifade
complementary statement
tasdikli ifade
duly attested declaration
tasdikli ifade
certified statement
teklifsiz ifade
colloquial expression
teklifsiz ifade
informal expression
yanıltıcı ifade
false statement
yanlış ifade
false statement
yanlış ifade
misstatement Noun
yanlış ifade
incorrect expression
yanlış ifade
untrue statement
yanlış ifade
faulty expression
yazılı ifade
depose in writing
yazılı ifade
written statement
yeminli ifade
sworn statement
yeminli ifade
evidence taken on affidavit
yeminli ifade
deposition Noun, Criminal Law
yeminli ifade
oath of disclosure
yeminli ifade
deposition on (upon) oath
yeminli ifade
affidavit
yeminli ifade
statement of oath
yeminli ifade
sworn declaration
yeminli ifade
sworn deposition
yeminli olmayan ifade
unsworn statement
ifade ...
expressive
ifade alma
take statements
ifade almak
to examine someone and record of his testimony Verb
ifade almak
to take depositions Verb
ifade almak
take a statement Verb, Criminal Law
ifade edilebilir
expressible
ifade edilemeyecek
beyond all expression
ifade edilemez
inexpressible
ifade edilemez
unutterable
ifade edilmek
to couch in Verb
ifade edilmemiş
unvoiced
ifade edilmemiş
inarticulate
ifade edilmeyecek
beyond all expression
ifade etme
articulation Noun
ifade etme
formulation Noun
ifade etmek
to convey Verb
ifade etmek
to say Verb
ifade etmek
to render Verb
ifade etmek
to express Verb, Mathematics
ifade etmek
to vent Verb
ifade etmek
to infer Verb
ifade etmek
to register Verb
ifade etmek
to write Verb
ifade etmek
to predicate Verb
ifade etmek
to denote Verb
ifade etmek
to spell Verb
ifade etmek
to term Verb
ifade etmek
to signify Verb
ifade etmek
to name Verb
ifade etmek
to voice Verb
ifade etmek
to observe Verb
ifade etmek
to state Verb
ifade etmek
to declare Verb
ifade etmek
to speak Verb
ifade etmek
to imply Verb
ifade etmek
to put Verb
ifade etmek
to put into words Verb
ifade etmek
to import Verb
ifade etmek
to connote Verb
ifade etmek
to couch Verb
ifade etmek
to frame Verb
ifade etmek
to embody Verb
ifade gücü
expressive force
ifade gücü
force of expression
ifade hakkı
freedom of expression Noun, Law
ifade olunmuş
expressed
ifade özgürlüğü
free speech
ifade özgürlüğü
freedom of expression Noun, Rights-Freedoms
ifade özgürlüğü
freedom of speech Noun, Rights-Freedoms
ifade tarzı
locution
ifade tarzı
phraseology
ifade taşımak
to register Verb
ifade veren
deponent
ifade vermek
to make a deposition Verb
ifade vermek
to give evidence Noun, Law
ifade vermek
to depose Verb, Law
ifade vermek
to answer an official's questions Verb
ifade vermek
give a statement Verb, Criminal Law
açık ifade edilen
perspicuous
alaycı bir ifade takınmak
to curl one's lip Verb
arp çalarak ifade etmek
to harp Verb
başka kelimelerle ifade etmek
to reword Verb
başka türlü ifade etmek
to put it otherwise Verb
dileklerini ifade etmek
to postulate one's wishes Verb
düşüncelerini rahatça ifade edebilen
articulate
hüküm ifade etmek
to be effectual Verb, Law
kelimelerle ifade edilemeyecek
larger-than-life Adjective
kendi ifade sine göre
according to his own statement
muntazam ifade edilmiş
stated
ondalık olarak ifade etmek
to decimalize Verb
rakamla ifade dilen meblağ
amount in figures
rızasını imzalayarak ifade etmek
to signify one's consent Verb
sayılmayacağı ifade edilir
berth clause
şükranını ifade etmek
to voice one's gratitude Verb
tanık önünde ifade vermek
to declare before witness Verb
yeminli ifade almak
to hear on oath Verb
yeminli ifade sahibi
affiant
yeminli ifade verme
deposition Noun, Criminal Law
yeminli ifade vermek
to make a deposition on oath Verb
yeminli ifade vermek
to state on oath Verb
yeniden ifade etme
restatement Noun
yüce duygular ifade eden
poetic
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Zihinde tasarlanan bir şeyi söz veya ... ile anlatma, söyleme, bildirme
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.