ilk

English-Turkish Translation

  1. tür, cins, tip, sınıf, aile, familya.
    He and all his ilk.
  2. aynı.
  3. her, herbir.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

Turkish-English Translation

  1. elementary
  2. preliminary
  3. primal
  4. the first
  5. primitive
  6. first
  7. Information Technology initial
  8. prime
  9. original
  10. premiere
  11. primary
  12. primordial
  13. start-up
  14. alpha
  15. back
  16. erst
  17. fore
  18. freshman
  19. front
  20. inceptive
  21. lead-off
  22. ur-
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Çeliğin ilk işlenmesinde elde edilen diğer ürünlerin imalatı (NACE kodu: 24.3)
Manufacture of other products of first processing of steel (NACE code: C24.3) Noun, Trades-Professions
ilk denemede
on the first try Adverb
ilk derece mahkemesi
first-instance court Noun, Law
ilk derece mahkemesi
court of first instance Noun, Law
ilk seferde
on the first try Adverb
ilk 5
to run off a first printing of 5 , 000 copies
ilk abonman
initial subscription
ilk ad
Christian name Noun
ilk adım
beginning
ilk adım
stepping stone
ilk adım
rudiment Noun
ilk adım
first step
ilk adımlar
introductory steps Noun
ilk adımlar
initiatory steps Noun
ilk ağızda
on the first occasion
ilk alıcı
original purchaser
ilk alıcı
first purchaser
ilk alım
original purchase
ilk amaç
primary aim
ilk anlam
original meaning
ilk aşama
first base
ilk aşamada
at the preliminary stage
ilk aşı
primary vaccination
ilk ata
stirpes
ilk bahsedilen
former
ilk bakışta
at first sight
ilk bakışta
at first glance Adverb
ilk bakışta
on the face of it
ilk bakışta
prima facie Adverb
ilk bakışta
at first appearance
ilk baş
initial heading
ilk baskı
first edition
ilk baskı
preliminary edition
ilk başta
originally Adverb
ilk başta
for one
ilk belirti
straw in the wind
ilk belirti
foreshadowing indicator
ilk belirtiler
initial symptoms Noun
ilk borçlu
primary obligor
ilk bulan
original inventor
ilk buluşlar
preliminary findings Noun
ilk çağ
antiquity Noun
ilk çıkar
last- in , first-out
ilk ciranta
immediate endorser
ilk ciranta
principal endorser
ilk dağıtım
initial issue
ilk defa
for the first time
ilk değer
original value
ilk değeri
initial value
ilk devre
first half Noun, Sports
ilk devre
primary circuit
ilk doğan
first born
ilk doğan
eldest
ilk duruşma
first trial
ilk eğitim
primary education
ilk eğitim
(Br) primary education
ilk eğitim
elementary education
ilk eğitim
elementary instruction
ilk emisyon
first allotment
ilk evlat
first born
ilk fırsatta
at the earliest opportunity Adverb
ilk fırsatta
at the first opportunity
ilk gece
first night
ilk gelen
firstcomer
ilk gelen
first comer
ilk giren ilk çıkar
first-in first-out
ilk girişim
first attempt
ilk gol
opener Noun, Football
ilk görünüş
dawn
ilk görüşme
initial interview
ilk görüşmeler
preliminary talks Noun
ilk görüşte
at first sight
ilk güçlükler
teething troubles Noun
ilk günden
from the get-go Adverb
ilk hamlede
straight off
ilk hamlede
at the first onset
ilk hareket
initial operation
ilk hedef
initial objective
ilk ihbar
preliminary notice
ilk illet
procuring cause
ilk illet
producing cause
ilk imtiyaz
original charter
ilk iş
first thing
ilk iş
entry job
ilk isim
forename
ilk izlenim
first impression
ilk kalite
first quality
ilk kapak
first cover
ilk kaynaktan
(straight) from the horse's mouth
ilk keşfeden
original inventor
ilk kiralama
first let
ilk kısım
beginning
ilk kitle
initial mass
ilk kopya
first copy
ilk koşul
prerequisite
ilk koşul
preliminary condition
ilk kullanıcı
original user
ilk madde
starting material Noun, Medicine
ilk mahkûmiyet
first conviction
ilk maliyet
aboriginal cost
ilk maliyet
first cost
ilk merci
first instance
ilk mevzi
initial position
ilk mirasçı
first heir
ilk model
initial form
ilk mucit
first inventor
ilk mülahazalar
preliminary considerations Noun
ilk müşahedeler
preliminary remarks Noun
ilk müteahhit
original contractor
ilk ödemeler
preliminary repayments Noun
ilk öğretim
primary education
ilk okurluk
primary readership
ilk olarak
(Lat) primo
ilk olarak
initially Adverb
ilk olarak
at first hand
ilk olarak
firstly Adverb
ilk olarak
(Lat.) primo
ilk olarak
primarily Adverb
ilk önce
for one thing
ilk önce
in the first instance
ilk önce
firstly Adverb
ilk önlemler
preliminary measures Noun
ilk opsiyon
first option
ilk örnek
archetype
ilk örnek
prototype
ilk prim
opening premium
ilk prim
first premium Insurance
ilk prova
first proof
ilk rapor
preliminary report
ilk rota
initial heading
ilk sakinler
original inhabitants Noun
ilk sayfa
first- page
ilk sayfa
(US) first-page
ilk seçme
prime election
ilk sigortacı
principal underwriter
ilk sınıflandırma
initial classification
ilk sıra
front rant
ilk sıra
lead
ilk sırada
(Lat.) imprimis
ilk sırada
premier
ilk sorun
primary question
ilk sözler
introductory words Noun
ilk sözleşme
original agreement
ilk tahkikat
preliminary inquiry
ilk tahkikat
preliminary investigation
ilk tahmin
preliminary estimate
ilk taksit
first instal (l) ment
ilk taksit
first instalment
ilk taksit
handsell
ilk talep
first claim
ilk talep
initial demand
ilk tasarı
preliminary scheme
ilk tasarı
preliminary plan
ilk tasarı
first draft
ilk tasarı
preliminary draft
ilk taşıyıcı
initial carrier
ilk taslak
preliminary draft
ilk tayin
initial assignment
ilk teçhizat
initial equipment
ilk teklif
first bid
ilk teklif
first bidding
ilk temas
initial contact
ilk temettü
first dividend
ilk temettü
initial dividend
ilk teşebbüste
at the first shot
ilk ürün
first product
ilk ürünler
preliminary products Noun
ilk vade
original maturity
ilk vardiya
first shift
ilk vuruş
(nuclear arms) first strike
ilk yaklaşma
initial approach
ilk yerleşenler
original inhabitants Noun
ilk yükleyici
bootstrap loader
ilk ziyaret
first visit
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. En önce ... önde gelen
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.