in act

English-Turkish Translation

  1. fiilen
  2. meri
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be in act of sb
birini geçmek Verb
act as if one in unaware of sth
renk vermemek Verb
act in a confused manner
bocalamak Verb
act in a mean way
alçakca davranmak Verb
act in a mean way
alçakça davranmak Verb
act in a neighbo u rly fashion
dostça davranmak Verb
act in a partisan spirit
partizanca davranmak Verb
act in a partisan spirit
partizan davranmak Verb
act in accordance with ...
...'e uygun hareket etmek Verb
act in accordance with ...
...'e uygun davranmak Verb
act in accordance with ...
...'e uymak Verb
act in accordance with ...
...'e riayet etmek Verb
act in close contact with sb
biriyle yakın temas halinde hareket etmek Verb
act in collusion with sb
biriyle birlikte dolap çevirmek Verb
act in common with sb
biriyle birlikte hareket etmek Verb
act in compliance with an order
bir emre itaat etmek Verb
act in compliance with one's orders
emirlere göre hareket etmek Verb
act in complicity with sb
yardakçılık etmek Verb
act in complicity with sb
biriyle suç ortaklığında bulunmak Verb
act in concert (with sb
ağız birliği etmek Verb
act in concert with
biriyle birlikte hareket etmek Verb
act in concert with sb
biriyle birlikte hareket etmek Verb
act in concurrence
birlikte hareket etmek Verb
act in conformity with the contract
sözleşmeye uygun olarak davranmak Verb
act in conjunction with sb
biriyle birlikte hareket etmek Verb
act in contravention of a right
bir hakkı çiğnemek Verb
act in defiance of orders
emirlere karşı gelmek Verb
act in defiance of the law
kanuna meydan okuyacak şekilde davranmak Verb
act in excess of one's power
yetkisi dışına çıkmak Verb
act in excess of one's rights
haklarına tecavüz etmek Verb
act in fiduciary capacity
yed-i adil sıfatıyla hareket etmek Verb
act in good faith
iyi niyetle davranmak Verb
act in good faith
iyi niyetle hareket
act in law
hukuki muamele
act in one's capacity as guardian
veli sıfatıyla hareket etmek Verb
act in one's individual capacity
kendi yetkisiyle hareket etmek Verb
act in one's official capacity
resmi sıfatıyla hareket etmek Verb
act in one's official capacity
resen hareket etmek Verb
act in one's own initiative
kendi insiyatifine göre hareket etmek Verb
act in one's own initiative
resen hareket etmek Verb
act in one's own interest
kendi menfaatine çalışmak Verb
act in one's own name
kendi namına hareket etmek Verb
act in one's own name
kendi adına hareket etmek Verb
act in person
şahsen hareket etmek Verb
act in sb's interest
birinin menfaatine çalışmak Verb
act in sb's name
birinin adına hareket etmek Verb
act in self-defense
nefsini müdafaa etmek Verb, Law
act in the face of direct orders
kesin verilen emirlere aykırı hareket etmek Verb
act in the ordinary course of one's business
işinin normal gidişi gereği davranmak Verb
act in violation of a treaty
bir antlaşmayı ihlal edecek şekilde davranmak Verb
act in virtue of one's office
mevkiinin verdiği yetkiyle hareket etmek Verb
act in virtue of one's office
mevkinin verdiği yetkiyle hareket etmek Verb
be caught in the act
suçüstü yakalanmak Verb
be free to act in foreign affairs
dışişlerinde dilediği gibi davranmakta serbest olmak Verb
be free to act in foreign affairs
dışişleri nde dilediği gibi serbest olmak Verb
be taken in the act
suçüstü yakalanmak Verb
capable to act in law
hukuki ehliyeti haiz olma
catch in the act
suçüstü yakalamak Verb
catch someone in the act
birini suçüstü yakalamak Verb
detect someone in the act
birini suçüstü yakalamak Verb
get in on the act
furyaya katılmak Verb
get in on the act of …
… furyasına katılmak Verb
in the act
cürmü meşhut
in the very act
fiil esnasında
in the very act
suçüstü
incapacity to act in law
hukuken ehliyeti olmama
surprise a burglar in the act
bir hırsızı suçüstü yakalamak Verb
take someone in the act
birini suçüstü yakalamak Verb
to act in collusion with someone
birisiyle gizlice anlaşarak eyleme girişmek.
English-Turkish phrases from Zargan's own database