in force

  1. Adjective, Law yürürlükte
  2. (a) yürürlükte, geçerli, mer'î, cari, tedavülde, faaliyette.
    put in force: infaz etmek, yürütmek,
    yerine getirmek. (b) çok sayıda, bütün gücü ile.
    Trouble was expected at the meeting, so the police had to be there in force.
yürürlükteki kanunları değiştirmek Verb
muteber olmak Verb
yürürlükte olmak Verb
geçmek Verb
yürürlükten kalkmış olmak Verb
hâlâ yürürlükte olmak Verb
yürürlükte kalmaya devam etmek Verb
yürürlükte olan sigorta
sigorta poliçesinin yürürlükte kalmasını sağlamak Verb
yürürlükteki kanun
yürürlükteki hukuk Noun, Law
yürürlükteki kanunlar
patent hakkını yürürlükte tutmak Verb
bir patent hakkını yürürlükte tutmak Verb
bir sigortayı yürürlükte tutmak Verb
sigortayı yürürlükte tutmak Verb
hükümsüz
yürürlükte olan patent
uygulamak Verb
geçerli tarife
yürürlükteki mevzuat
yürürlükte kalmak Verb
yürürlükteki mevzuat
tam yürürlüğe girmiş olmak Verb
kanun kuvvetinde kararname
yalan dolanla kendine yol açmak Verb
birinin eline bahşiş sıkıştırmak Verb
eksiksiz
tam sayılı
tam olarak yürürlükte Adjective, Law
aynen yürürlükte kalmak Verb, Law
parlamentodaki üçüncü güçlü parti
nefis savunmasında güç kullanmak Verb
nefis savunmasında kuvvete başvurma