inheritance

English-Turkish Translation

  1. Noun, Law miras
  2. Noun, Law veraset
  3. Noun kalıt, miras, veraset.
    by inheritance: miras olarak, verasetle, irsen, kalıtım/miras yolu ile.

    He obtained his house by inheritance from an aunt.
  4. Noun kalıtımsal nitelik, irsen geçen nitelik, irsî vasıf.
    Good health is a fine inheritance.
  5. Noun, Law kalıtım, veraset, kalıt (alma), miras (hakkı).
    The law of inheritance.
  6. Noun iyelik/mülkiyet (hakkı).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

profligate one's inheritance
mirasını har vurup harman savurmak Verb
renounce an inheritance (one's interest in an estate)
mirastan (bir terekedeki hakkından) vazgeçmek Verb
acquire by inheritance
mirasla sahip olmak Verb
acquire by inheritance
mirasa sahip olmak Verb
by inheritance
miras yoluyla
by right of inheritance
miras hakkı yoluyla
canons of inheritance
veraset hukuku kaideleri Noun
canons of inheritance
veraset kanunları Noun
capability of inheritance
mirasa ehil olabilme ehliyeti
captation of an inheritance
bir mirasın dalavereyle elde edilmesi
certificate of inheritance
veraset ilamı Noun, Civil Law
claim for inheritance
(US) mirasçı olma talebi
claim for inheritance
mirasçı olma talebi
collateral inheritance
civar hısımlık mirası
come into an inheritance
mirasa konmak Verb
come into possession of an estate inheritance
bir mirasa konmak Verb
coming into an inheritance
mirasa konma
disclaim an inheritance
mirası reddetmek Verb
disclaimer of inheritance
mirasın reddi
disclaimer of the inheritance
mirasın reddi
duty on inheritance
veraset ve intikal vergisi
enter upon an inheritance
mirasa konmak Verb
enter upon an inheritance
(US) mirasa konmak Verb
entrance upon an inheritance
(US) mirasa konma
estate of inheritance
(US) mirasla geçebilen yararlanma hakkı
exclude from an inheritance
bir mirasın dışında bırakmak Verb
exclude from an inheritance
mirasın dışında bırakmak Verb
exclusion from inheritance
(US) mirastan hariç tutma
expectancy of an inheritance
(US) mirastan beklenen haklar
family inheritance
aile mirası
general inheritance
tevarüs edilen servet
inherit sb's inheritance
birinin vârisi olmak Verb
law of inheritance
miras kanunu
liability attaching to the inheritance
mirasla ilgili sorumluluk
linear inheritance
füruun usulden tevarüs ettiği miras
linear inheritance
tevarüs ettiği miras
multiple inheritance
çoktan türeme Information Technology
object belonging to the inheritance
mirasa giren eşya
parcel out an inheritance
bir mirası paylaştırmak Verb
partition of the inheritance
mirasın paylaşılması
pass by inheritance
tevarüs etmek Verb
pass to someone by inheritance
intikal etmek Verb
person of inheritance
miras alacaklısı
portion in an inheritance
bir mirastaki pay
portion in an inheritance
miras taki pay
portion of inheritance
miras payı
put someone in possession of an inheritance
birine miras bırakmak Verb
real-estate inheritance
gayrimenkul miras
receive something by inheritance
bir şeyi miras yoluyla tevarüs etmek Verb
reckon on an inheritance
miras kalacağını ümit ederek ona göre davranmak Verb
reckon on an inheritance
miras kalacağını bekleyerek ona göre davranmak Verb
refusal of an inheritance
mirasın reddi
refusal of an inheritance
bir mirasın reddi
refusal of inheritance
mirasın reddi
relinquish an inheritance
bir mirastan vazgeçmek Verb
renunciation of an inheritance
gelecekteki bir miras hakkından vazgeçme
renunciation of an inheritance
(US) mirastan vazgeçme
resign an inheritance
bir mirastan feragat etmek Verb
reversion of an inheritance
beklenen miras hakkı
right of inheritance
miras hakkı
scheme of inheritance
(Br) miras paylaştırma planı
scheme of inheritance
miras paylaştırma planı
settlement of inheritance
mirasın halli
several inheritance
ayrılmış miras
share in an inheritance
bir mirastaki pay
state inheritance
devletin mirasçılığı Noun, Civil Law
succession by inheritance
(US) irsi intikal
take by inheritance
mirasla elde etmek Verb
title to inheritance
mirasta hak sahipliği
vest someone with an inheritance
birine miras bırakmak Verb
inheritance act
(Br) miras kanunu
Inheritance Act
miras kanunu
inheritance and gift tax
veraset ve intikal vergisi Noun, Taxation-Customs
inheritance certificate
veraset ilamı Noun, Civil Law
inheritance claim
mirasta hak iddia etme
inheritance consisting of a house
bir evden ibaret miras
inheritance exemption
(US) veraset ve intikal vergisi muafiyeti
inheritance exemption
veraset ve intikal vergisi muafiyeti
inheritance in abeyance
paylaşılmadan duran miras
inheritance law
miras hukuku Noun, Civil Law
inheritance of acquired characters
kazanilmis karakterlerin kalitimi Noun, Biology
inheritance tax
veraset/intikal vergisi.
inheritance tax
mirasçının ödediği veraset vergisi Noun, Taxation-Customs
inheritance tax payment
(US) veraset ve intikal vergisini ödeme
inheritance taxation
(US) veraset ve intikal vergisi koyma
appraisal for inheritance taxation
miras vergilendirme için kıymet takdiri
appraisal for inheritance taxation purposes
miras vergilendirme için kıymet takdiri
devolution upon death (of inheritance ,)
US ölüm nedeniyle intikal
exemption from inheritance tax
(US) veraset ve intikal vergisinden muaf
exemption from inheritance tax
veraset ve intikal vergisinden muaf
Islamic inheritance law
feraiz Noun, Religion-Faith
English-Turkish phrases from Zargan's own database