insanın

Turkish-English Phrases

insan doğası
human nature Noun, Philosophy
insan tabiatı
human nature Noun, Philosophy
insanın aleyhine olan durum vb
disadvantage
insanın bizzat kendinin öğrenmiş olduğu bilgi
personal knowledge
insanın bizzat kendisinin öğrenmiş olduğu bilgi
personal knowledge
insanın bütün hayatı boyunca
all one's lifetime
insanın cinsel arzusunu söndüren şey
turn off
insanın doğal boyu
stature
insanın doğal şefkati
milk of human kindness
insanın hayattaki mevkiine göre
according to one's station life
insanın hayvansal yanı
animal nature
insanın içini bayan
tedious Adjective
insanın idrakinin ötesinde olmak
to be beyond one's comprehension Verb
insanın iyi olduğuna inanmayan
cynical
insanın kanını dondurmak
to make one's blood freeze Verb
insanın kanını dondurmak
to freeze sb's blood Verb
insanın karısı
one's dutch
insanın karısı
old lady
insanın karısı ya da kocası
other half
insanın kavrıyacağı şekilde
within the sweep of human intelligence
insanın kaynak ve oturma yeri
ham
insanın kendi içinde
within oneself
insanın makine ile uyumunu inceleyen bilim dalı
ergonomics
insanın oturmasına uygun değil
unfit for human habitation
insanın saygınlığı
dignity of man
insanın ürettiği
man made
insanın yarasına tuz biber eken kabilinden
job's comforter
insanın zayıf tarafları
human foibles Noun
bir cismin ya da insanın rüzgâr altı tarafında kalan alan
leeward
bir insanın doğal ömrü
natural life
hayatta insanın eline bir kez geçecek fırsat
once-in-a-lifetime opportunity
hayatta insanın eline bir kez geçen fırsat
once-in-a-lifetime opportunity
medeni haklarını kaybeden insanın durumu
civil death
Turkish-English phrases from Zargan's own database