island

  1. ada.
    Britain is an island.
  2. (geniş-düz arazide) ağaç kümesi, koru.
  3. (geniş-düz arazide tek başına) tepe.
  4. adaya benzer şey.
  5. Anatomy çevresindekilerden farklı doku.
  6. (uçak gemisinde) kumanda kulesi.
  7. başkalarından ayrılmış etnik grup.
  8. traffic island = safety island ile ayni anlama gelir. güven adacığı, orta kaldırım, röfüj, geniş
    caddelerin ortasında yayaların güvenliğini sağlayan kaldırım.
  9. aralaştırmak, ada yapmak, ada haline getirmek.
  10. adacıklar teşkil etmek.
  11. civardan ayırmak, izole etmek, tek başına bırakmak.
mercan adası Noun
ıssız ada
Şeytan Adası: Guiana açıklarında mahkûmların sürüldüğü bir ada. Noun
sergi adası Noun
(a) yüzen ada, (b) köpüklü krema.
ısı adası Noun
çıkardığı ısı çevresindeki alandan ölçülebilir derecede daha çok olan bir endüstri ya da iskân bölgesi
adada oturmak Verb
Manhattan ile ayni anlama gelir. Manhattan adası.
ada da
yaya refüjü
island ile ayni anlama gelir. güven adacığı, orta kaldırım, röfüj, geniş caddelerin ortasında
yayaların güvenliğini sağlayan kaldırım.
Sisam Adası Proper Name, Place Names
trafik adası Noun
birini bir adaya götürmek Verb
island ile ayni anlama gelir. güven adacığı, orta kaldırım, röfüj, geniş caddelerin ortasında
yayaların güvenliğini sağlayan kaldırım.
orta kaldırım, güven-ada, röfüj.
ıssız ada
kentsel ısı adası Noun
perakende mağazasında her yanından kendisine ulaşılabilen teşhir standı
ada teşhir
reklamcılıkta
ada durumu
gazete ya da dergideki reklamın dört yanının haber ya da başka yazılarla kaplı olması
bir radyo ya da televizyon programından hemen önceki ya da sonraki reklam
uzay-ada, gök-ada, (Samanyolunun dışındaki) kehkeşan. Noun
bir adayı karaya bağlamak Verb
West Island Noun, Place Names