Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
jewel
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
cevher, mücevher, (işlenmiş) kıymetli taş.
ziynet eşyası, mücevherat.
kıymetli eşya, hazine.
değerli şahıs, eşi bulunmaz kimse.
a jewel of a servant
: eşi bulunmaz bir hizmetçi.
(saat) taş.
This watch has 17 jewels.
kıymetli taşlarla/mücevherle süslemek.
a jeweled ring/bracelet.
saatlerin mil yuvalarına taş yerleştirmek.
a jeweled watch.
güzelleştirmek, (mücevher gibi) güzellik vermek, pırıl pırıl parlamak.
The sky was jeweled with stars.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
imitation jewel
yalancı taş
jewel (l) ry shop
kuyumcu dükkânı
jewel (le) ry insurance
mücevher sigortası
Noun
jewel box
mücevherat kutusu.
jewel case
mücevherat kutusu.
jewel fish
mücevher balığı
(Hemichromis bimaculatus)
: 3-4 cm uzunlukta tropik süs balığı.
jewel house
hazine
jewel house
beytülmal
jewel of a servant
bulunmaz hizmetçi
art property and jewel (le) ry insurance
sanat eserleri ve mücevherat sigortası
Noun
costume jewel (le) ry
moda mücevherat
crown jewel tactic
ele geçirilme tehlikesi karşısında kalmış bir şirketin uyguladığı taktik
crown jewel tactic
kendini ele geçirmeye çalışanlara daha az çekici gelmek amacıyla iş alanının en kârlı dalını bir başkasına
satar ya da satmayı teklif eder
crown jewel tactic
şirket
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.