survive

English-Turkish Translation

  1. Verb, Biology sağ kalmak (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  2. Verb baki/hayatta kalmak, kazadan sağ kurtulmak.
    to survive an automobile accident/a shipwreck.
  3. Verb başkasından fazla yaşamak, daha uzun ömürlü olmak.
    He will probably survive me by many years.
  4. Verb birisi öldükten sonra yaşamakta devam etmek.
    The deceased is survived by his wife and children.
  5. Verb tutunmak, tehlikeli/güç koşullara rağmen yaşamak.
    You'll have to learn to make difficult decisions
    if you are to survive in business: İş hayatında tutunabilmek için çetin kararlar almasını öğrenmelisin(iz).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

survive one's children
çocuklarından daha uzun yaşamak Verb
survive one's usefulness
bulunduğu mevkiden vazgeçmemek Verb
struggle to survive
yaşam savaşı
survive an earthquake
bir depremden sağ çıkmak Verb
survive in an office
bir mevkide tutunmak Verb
survive in power
iktidarda ayakta kalmak Verb
survive in power
iktidar da ayakta kalmak Verb
survive intact
hâlâ geçerli olmak Verb
survive on
geçimini sağlamak.
My salary's only just enough to survive on: Maaşım ancak geçimimi sağlamaya yetişiyor.
survive to sb
(mülk) birinin eline geçmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database