journalism

embedded journalist

iliştirilmiş gazeteci Noun, Politics-Intl. Relations

journalist

gazeteci Noun, Media-Publishing

supplement one's income by journalism

gelirine gazetecilik yaparak katkı sağlamak Verb

broadcast journalism

radyo-televizyon gazeteciliği

broadcast journalism

radyo ve televizyon için haber toplama

broadcast journalism

seçme ve sunma

check book journalism

özel mülakatlar yapmak için tanınmış kişilere yüksek paralar ödenmesi

claptrap journalism

bulvar gazeteciliği

cutting room journalism

taze haber toplamak yerine eski gazeteler ve benzer kaynaklardan haber oluşturulması

Department of Journalism

Basın ve Yayın Bölümü Noun, Education-Training

electronic journalism

(US) televizyonda yayımlamak için haber toplanması

electronic journalism

elektronik gazetecilik

embedded journalism

iliştirilmiş gazetecilik Noun, Politics-Intl. Relations

gutter journalism

skandal gazeteciliği

investigative journalism

araştırmacı gazetecilik Noun

people journalism

genellikle resimli

people journalism

toplumun ünlü kişilerinin yaşamlarının konu edildiği gazetecilik türü

post-truth journalism

hakikat ötesi gazetecilik Noun, Politics-Intl. Relations

practice practise journalism

gazetecilik yapmak Verb

profession of journalism

gazetecilik

science of journalism

gazetecilik

sensational journalism

sansasyon haberlere yönelik gazetecilik

sidewalk journalism

bulvar gazeteciliği

silk- pijama journalism

ipek pijama gazeteciliği (ünlü kişiler ile evlerinde yapılan görüşmeler

tabloid journalism

sansasyon yaratan basın

yellow journalism

yaygaracı gazetecilik

yellow journalism

aşağı cinsten gazetecilik

Journalism Department

Basın ve Yayın Bölümü Noun, Education-Training