kapasite

Turkish-English Translation

  1. Noun, Economics capacity
  2. Noun capability
  3. capacitor
  4. capacitance
  5. condenser
  6. output rate
  7. cubage
  8. cubature
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(makine) kapasitesi
output capacity
(ürün mühendisliği) makine kapasitesi
equipment analysis
alma kapasitesi
receptivity Noun
atıl fabrika kapasitesi
idle plant capacity
azami taşıma kapasitesi
maximum payload
azami/asgari kapasite oranı
turndown ratio Noun, Machines
banka kapasitesi
banking capacity
bellek kapasitesi
memory capacity
bilgisayar kapasitesi
computer output
bir katın taşıma kapasitesi
floor weight capacity
boşaltma kapasitesi
clearance capacity
brüt taşıma kapasitesi
gross carrying capacity
büyüme kapasitesi
capacity for growth
çalışma kapasitesi
working capacity
çalışma kapasitesi
functional capacity
çekme taşıma kapasitesi davranışı
tensile bearing behavior Noun, Mechanics
dedveyt kapasitesi
dead weight capacity
dedveyt kapasitesi
dead-weight capacity
deniz ticaret kapasitesi
fleet capacity
depolama kapasitesi
capacity of storage
depolama kapasitesi
storage capacity
düşen kazanç kapasitesi
decreased earning capacity
eksenel kazık taşıma kapasitesi
axial pile bearing capacity Noun, Construction
emme kapasitesi
absorbtive capacity
endüstri yedek kapasitesi
industrial plant reserve
fabrika iş kapasitesi
factory workload
fabrika kapasitesi
plant capacity
gelişme kapasitesi
capacity to develop
gemi inşaatı kapasitesi
shipbuilding capacity
geminin balya taşıma kapasitesi
bale cubic capacity
geminin balya veya çuval olarak alabileceği yük kapasitesi
bale space
geminin balyaya da çuval olarak alabileceği yük kapasitesi
bale space
getiri kapasitesi
yield capacity
girişimci kapasitesi
entrepreneurial capacity
harcama kapasitesi
spending capacity
ihracat kapasitesi
export capacity
imalat kapasitesi
capacity to produce
imalat kapasitesi
producing power
iş kapasitesi
business capacity
iş kapasitesi
working capacity
ısı kapasitesi
heat capacity Noun
katın taşıma kapasitesi
floor weight capacity
kredi alabilme kapasitesi
borrowing power
kredi kapasitesi
credit capacity
liman kapasitesi
port capacity
maksimum/minimum kapasite oranı
turndown ratio Noun, Machines
milli üretim kapasitesi
national productive capacity
montaj kapasitesi
assembly capacity
nakliyat kapasitesi
clearance capacity
ödünç alma kapasitesi
borrowing capacity
otel kapasitesi
hotel capacity
oturacak yer kapasitesi
seating capacity
para kazanma kapasitesi
earning capacity
rafineri kapasitesi
refinery capacity
rekabet edebilme kapasitesi
competitive position
rekabet kapasitesi
competitive capacity
sanayi kapasitesi
industrial capacity
sanayii kapasitesi
industrial capacity
satış kapasitesi
sales capacity
satış kapasitesi
selling capacity
sindirme kapasitesi
absorbtive capacity
tam çalışma kapasitesi
full operating capacity
tam işletme kapasitesi
full operating capacity
tasarruf kapasitesi
saving capacity
taşıma kapasitesi
conveying capacity
taşıma kapasitesi
carrying capacity Noun, Tourism
taşıma kapasitesi
bearing capacity Noun, Construction
taşıt araç kapasitesi
vehicle output
taşıt aracı kapasitesi
vehicle output
tedarik kapasitesi
supply capacity
telefon santralı kapasitesi
telephone switchboard capacity
trenin yolcu taşıma kapasitesi
train capacity
tüketim kapasitesi
consuming power
üretim kapasitesi
productive capacity
üretim kapasitesi
producing power
üretim kapasitesi
manufacturing capacity
üretim kapasitesi
producer power
üretim kapasitesi
capacity to produce
üretim kapasitesi
capacity of output
üretim kapasitesi
production capacity
üretim kapasitesi
producing capacity
vergi kapasitesi
taxing capacity
vergilendirme kapasitesi
taxable capacity
veri işleme kapasitesi
data handling capacity
yolcu kapasitesi
passenger space
yolcu taşıma kapasitesi
transport capacity
yük alma kapasitesi
freight capacity
yük kapasitesi
cargo capacity
yük taşıma kapasitesi
burden
yük taşıma kapasitesi
cargo carrying capacity
yükleme kapasitesi
loading capacity
zihin kapasitesi
mental capacity
zihin kapasitesi
brain capacity
(üretim) azami kapasite
maximum capacity
artık kapasite
surplus capacity
asgari kapasite
minimum output
aşırı kapasite
excess capacity Noun, Competition Law
atıl kapasite
excess capacity
atıl kapasite
(US) idle capacity
atıl kapasite
idle capacity Noun, Competition Law
âtıl kapasite
idle capacity
azami kapasite
(production) maximum capacity
azami kapasite
maximum capacity
azami kapasite
peak capacity
azami kapasite
maximum output
en yüksek kapasite
peak output
fiziki kapasite
physical capacity
gerçek kapasite
real output
günlük kapasite
daily capacity
ideal kapasite
ideal capacity
indirilmiş kapasite
reduced output
kübik kapasite
cubic capacity
kullanılan kapasite
effective output
kullanılmayan kapasite
unused capacity
mali kapasite
financial capacity
normal kapasite
standard capacity
normal kapasite
normal capacity
normal kapasite
normal output
normal kapasite
ordinary capacity
normal kapasite
ordinary ability
ortalama kapasite
average capacity
ortalama kapasite
mean capacity
sınırlı kapasite
limited capacity
tam kapasite
at full capacity Adverb
toplam kapasite
total output
toplam kapasite
total capacity
toplu kapasite
global capacity
topyekûn kapasite
total capacity
yedek kapasite
reserve capacity
yedek kapasite
spare capacity
yedek kapasite
(Br) spare capacity
yerli kapasite
domestic capacity
yıllık kapasite
annual capacity
yıllık kapasite
annual output
kapasite arttırımı
capacity expansion Noun
kapasite belgesi
certificate of capacity
kapasite farkı
capacity variance
kapasite farkı
volume variance
kapasite fazlası
surplus capacity
kapasite fazlası
excess capacity Noun, Management
kapasite fazlası
overcapacity Noun, Trades-Professions
kapasite gelişimi
capacity building Noun
kapasite geliştirme
capacity-building Politics-Intl. Relations
kapasite geliştirme
capacity building Noun
kapasite genişletme
expansion of capacity
kapasite genişletme
extension of capacity
kapasite haddi
limit of the capacity
kapasite ihtiyacı
capacity requirements
kapasite indirimi
capacity decrease
kapasite kaybı
capacity loss
kapasite kullanım boşluğu
capacity utilization gap
kapasite kullanım oranı
rate of capacity utilisation
kapasite kullanım oranı
capacity utilisation rate
kapasite kullanım oranı
activity ratio
kapasite kullanımı
capacity utilisation
kapasite kullanımı
use of capacity
kapasite sorunu
capacity problem
kapasite testi
capacity test
kapasite verimi
capacity output
atıl kapasite gideri
idle capacity cost
azami kapasite de çalışmak
to operate at peak capacity Verb
ekonominin kapasite haddi
ceiling of the economy Noun
fiili kapasite kullanımının normal kapasiteye oranı
activity ratio
mevcut kapasite mizi artıracağız
we are going to add to our existing capacity
tam kapasite çalışma giderleri
capacity costs Noun
tam kapasite çalışmak
to be working to capacity Verb
tam kapasite maliyeti
ability cost
tam kapasite masrafları
ability cost Noun
tam kapasite üretim
full-capacity production
tam kapasite üretim yapmak
to operate at full production Verb
tesisin kapasite kullanım faktörü
plant utilization factor
tesisin kapasite kullanım oranı
plant utilization
zaten tam kapasite işlemekte olan bir ekonominin ince ayarını yapmak
to fine tune an economy already at full capacity Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. İçine alabilme, ... sığdırabilme derecesi
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.