kazandirmak

Turkish-English Phrases

(aday) kazandırmak
to run in Verb
birine birşeyi yapması için zaman kazandırmak
to free someone to do something Verb
birine ilk iş tecrübesini kazandırmak
to blood Verb
birine zaman kazandırmak
to free up someone Verb
buluşa güncellik kazandırmak
to perfect an invention Verb
deneyim kazandırmak
to sophisticate Verb
diğer tarafa kazandırmak için yapılan âkit
gratuitous contract
ekonomiye istikrar kazandırmak
to stabilize the economy Verb
hak kazandırmak
to entitle Verb
hak kazandırmak
to warrant Verb
hız kazandırmak
to spur Verb
ihtira beratı verilmesine hak kazandırmak
to patent an invention Verb
iptal edilmiş bir vasiyetnameye yeniden geçerlik kazandırmak
to revive a will Verb
işe yeni bir cephe kazandırmak
to put a new face on the business Verb
ivme kazandırmak
to spur Verb
kambiyo kuruna istikrar kazandırmak
to peg the exchange Verb
kazandırmak
to give Verb
kazandırmak
to bring in Verb
kazandırmak
to earn Verb
kişilik kazandırmak
to impersonate Verb
kişilik kazandırmak
to personalize Verb
kişilik kazandırmak
to individualize Verb
manevi değer kazandırmak
to spiritualize Verb
paraya akışkanlık kazandırmak
to ease money free Verb
paraya eski değerini kazandırmak
to restore the currency Verb
piyasaya istikrar kazandırmak
to calm the market Verb
sağlığını yeniden kazanmak veya kazandırmak
to recuperate Verb
tecrübe kazandırmak
to season Verb
tekrar rağbet kazandırmak
to revive Verb
ün kazandırmak
to make known Verb
vücut kazandırmak
to incarnate Verb
zaman kazandırmak
to free Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

kazandırmak
Kazanmasını sağlamak