konusu

Turkish-English Phrases

akdin konusu
subject-matter of the agreement Noun
alay konusu
sport
alay konusu
ridicule
alay konusu
lauching stock
ana faaliyet konusu
core business
anlaşma konusu
matter of arrangement
anlaşmazlık konusu
object at issue
anlaşmazlık konusu
case under dispute
araştırma konusu
research base
araştırma konusu
subject under investigation
basın konusu
press matter
bir davanın konusu
substance of an action
bir davanın konusu
main issue of a suit
bir denemenin konusu
substance of an essay
bir hakem kararının konusu
term of an award
bir hikâyenin konusu
point of a story
bir konuşmanın konusu
topic of a speech
bir mektubun konusu
object of a letter
buluşun konusu
subject matter of invention
çalışma konusu
field of activity Noun, Management
dava konusu
case in question
dava konusu
point in dispute
dava konusu
subject matter of the action
dava konusu
litigious matter
dava konusu
at issue
dava konusu
case before the court
dava konusu
subject of litigation
dava konusu
dispute at law
dava konusu
case at bar
dava konusu
the matter in dispute
dava konusu
subject of the action
dava konusu
bone of contention
dava konusu
disputed Adjective, Law
deneme konusu
essay subject
deneme konusu
subject for an essay
ders konusu
subject
devletler hukuku konusu
subject of international law
eğlence konusu
sport
ekonomi konusu
economic subject
elverişli konusu
inside track
esas ihtilaf konusu
main issue
esas konuşma konusu
staple subject of conversation
esas ticaret konusu
main trade
esas ticaret konusu
principal trade
faaliyet konusu
line of activity
faaliyet konusu
field of activity Noun, Management
genel ilgi konusu
of general interest
gündem konusu
item of (on) the agenda
günün konusu
order of the day
günün konusu
topic of the day
hak ve görevler konusu
subject to rights and duties
icat konusu
subject matter of an invention
iflas konusu
bankruptcy subject
ihtilaf konusu
matter of issue
ihtilaf konusu
case at issue
ihtilaf konusu
item in dispute
ihtilaf konusu
matter in issue
ihtilaf konusu
matter in dispute
ihtilaf konusu
matter in controversy
ihtilaf konusu
question in dispute
ilginç konuşma konusu
interesting subject of conversation
inceleme konusu
an object for study
iş konusu
matter of business
iş konusu
business matter
kapak konusu
cover subject
konuşma konusu
conversation piece
konuşma konusu
talking point
müzakere konusu
subject under debate
müzakere konusu
negotiating package
müzakere konusu
debating point
müzakerelerimizin konusu
subject of our negotiations
müzakerenin esas konusu
negotiation basis
patent konusu
subject matter of patent
promosyon konusu
(US) promotion matter
promosyon konusu
promotion matter
risk konusu
risk bearer
roman konusu
plot
satış konusu
subject matter of sale
satış konusu
subject of sale
seçim kampanyası konusu
election issue
şiddetli tartışma konusu
vexed question
sigorta konusu
object of insurance
sigorta konusu
subject matter insured
sigorta konusu
subject matter insured (of insurance)
şikâyet konusu
subject of complaint
şikâyet konusu
subject matter of the complaint
skandal konusu
scandalous matter
söz konusu
text
söz konusu
such Adjective
söz konusu
the said
söz konusu
talk
söz konusu
person or thing being talked
söz konusu
assessment roll
söz konusu
point at issue
sözleşme konusu
subject matter of the agreement
sözleşmenin konusu
subject matter of the agreement
suç konusu
corpus delicti
tartışma konusu
contestable
tartışma konusu
contentious question
tartışma konusu
debatable question
tartışma konusu
food for controversy
tartışma konusu
matter for discussion
temsilciliğin konusu
subject matter of the agency
tez konusu
thesis topic Noun, Education-Training
uydurma ihtilaf konusu
feigned issue
uyuşmazlık konusu
case under dispute
vergi konusu
subject of a tax (for taxation)
vergi konusu
tax object
vergilendirme konusu
taxation purpose
verginin konusu
tax object
konusu açılmak
to come up Verb
konusu geçmek
to come up Verb
konusu insan olan bilimler
humanities Noun
konusu kalmamak
to become moot Verb, Law
... konusu ...
... that is the subject of ... Adjective
... konusu benim için kapandı.
I'm finished with ....
alay konusu olmak
to become an object of derision Verb
alay konusu olmak
to be a laughing stock Verb
anlaşma konusu olmak
to be a matter of arrangement Verb
bir de … konusu var
to say nothing of … Adverb
bir tartışmanın konusu olmak
to be the subject of a discussion Verb
birini alay konusu yapmak
to bring someone into derision Verb
büyük tartışma konusu olmak
to be highly controversial Verb
çekişme konusu mülkiyet
contentious possession
dava konusu ...
the disputed ... Adjective, Law
dava konusu …
litigious … Adjective, Law
dava konusu …
the … sued on Adjective, Law
dava konusu …
the … at issue Adjective, Law
dava konusu meblağ
amount in dispute Noun, Law
dava konusu meblağ
amount of controversy
dava konusu münazaalı meblağ
amount at issue
dava konusu olabilecek yazılar
actionable words Noun
dava konusu olabilir
liable to be sued
dava konusu olabilir kusur
actionable negligence
dava konusu olan
in litigation
dava konusu olan
in invitum
dava konusu olan
litigious
dava konusu olan
at issue
dava konusu olan çıkar
interest at issue
dava konusu olan menfaat
interest at issue
dava konusu olan patent
litigious patent
dava konusu olmak
to be subject to an appeal Verb
dava konusu tutar
amount in dispute Noun, Law
dedikodu konusu yaratmak
to provide water for gossip Verb
değerleme konusu taşınmaz
property being valued Noun, Construction
dikkat konusu olmak
to come (in) to notice Verb
gündemin bir konusu üzerinde
on a point of order
ihtilaf konusu meblağ
amount at issue
ihtilaf konusu meblağ
amount in dispute Noun, Law
ihtilaf konusu olamazlık
indisputability Noun
ihtilaflı konusu münazaalı meblağ
amount at issue
inceleme konusu olmak
to come up for review Verb
iştigal konusu ticaret
business corporation
konuşma konusu sağlamak
to provide a topic for discussion Verb
meşruluğunu dava konusu yapmak
to contest the legitimacy Verb
miras konusu olabilen şeyler
(Br) hereditaments Noun
miras konusu olabilen şeyler
hereditaments Noun
münazaa konusu olan meblağ
jurisdictional amount
müzakere konusu yapmak
to bring under deliberation Verb
nefret konusu olmak
to be an object of abhorrence Verb
o söz konusu olduğunda
as far as he is concerned
ortak talep konusu mallar
joint demand goods Noun
ortak talep konusu mallar
(US) joint demand goods Noun
resim konusu olmaya değer
picturesque
söz konusu belgede
therein Adverb, Law
söz konusu durum için
for the occasion
söz konusu edilen bedel
amount involved
söz konusu edilen meblağ
amount involved
söz konusu gayrimenkul olduğunda
assessment roll
söz konusu gerçekler
foregoing facts Noun
söz konusu günde
on the day named
söz konusu günde
on the named day
söz konusu madde
subject entry
söz konusu meblağ
given sum
söz konusu meblağ
stated sum
söz konusu nedenler
the above reasons Noun
söz konusu olan
in question
söz konusu olan dava
case in question
söz konusu olduğunda
as regards
söz konusu olduğunda
as regard as
söz konusu olmak
to be discussed Verb
söz konusu olmak
to be the case Verb
söz konusu olmak
to be at stake Verb
söz konusu problem
business at issue
söz konusu şahıslar
the said persons Noun
söz konusu şahsın tutuklandığında
backed for bail
sözleşme konusu navlun
contract freight
sözleşme konusu ürün
contract product
sözleşme konusu ürünler pazarı
relevant market for the contract products
şüphe konusu olmamak
to be above suspicion Verb
tartışma konusu açmak
to provide material for discussion Verb
tartışma konusu olabilecek fikir
controversial opinion
tartışma konusu oldu
there was a lot of controversy about it
tartışma konusu olmak
to be a controversial subject Verb
tartışma konusu problem
business at issue
tartışma konusu yapmak
to quibble Verb
tekrar müzakere konusu olmak
to come into question Verb
vasiyet konusu olmayan tereke
intestate estate
yeniden bahis konusu olmak
to recur Verb
yeniden söz konusu edilmek
to come to the front again Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database