lasting

  1. sürekli, devamlı, daimî, uzun süren, sonu gelmez, sonsuz.
    The experience had a lasting effect on him. a lasting sorrow.
  2. dayanıklı, sağlam.
  3. sık dokunmuş sağlam kumaş (ayakkabılarda deri yerine vb. kullanılır).
altı ay için geçerli
kalıcı düzelme Noun
sürekli barış
kalıcı barış Noun, Politics-Intl. Relations
köklü çözüm Noun
kalan değer
devamlı değer
sürekli fayda sağlamak Verb