müzik

Turkish-English Translation

  1. music
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda müzik ve video kayıtlarının perakende ticareti (NACE kodu: 47.63)
Retail sale of music and video recordings in specialised stores (NACE code: G47.6.3) Noun, Trades-Professions
bir radyo yayını ya da filmde ses efektleri ya da fon müziği
back ground
bir tür dans ve dans müziği
jive
bu dansın müziği
mazurka
bu dansın müziği
polonaise
bu dansın müziği
hornpipe
caz müziği
jazz
dans müziği
dance music
film müziği
film music
film müziği
film score
film müziği
soundtrack Cinema
fon müziği
background music
fon müziği
background sound
gürültülü rok müziği
heavy metal
halk müziği
folk music Noun, Music
Müzik aletleri imalatı (NACE kodu: 32.2)
Manufacture of musical instruments (NACE code: C32.2) Noun, Trades-Professions
Müzik aletleri imalatı (NACE kodu: 32.20)
Manufacture of musical instruments (NACE code: C32.2.0) Noun, Trades-Professions
oda müziği
chamber music
polka müziği
polka
pop müziği
tabloid television
reklam müziği
jingle Noun, Advertising
romantik çağ müziği
blue
sanat müziği
art music Noun, Music
saraband dansı ve müziği
saraband
Ses kaydı ve müzik yayıncılığı faaliyetleri (NACE kodu: 59.2)
Sound recording and music publishing activities (NACE code: J59.2) Noun, Trades-Professions
Ses kaydı ve müzik yayıncılığı faaliyetleri (NACE kodu: 59.20)
Sound recording and music publishing activities (NACE code: J59.2.0) Noun, Trades-Professions
Sinema filmi, video ve televizyon programları yapımcılığı, ses kaydı ve müzik yayımlama faaliyetleri (NACE kodu: 59)
Motion picture, video and television programme production, sound recording and music publishing activities (NACE code: J59) Noun, Trades-Professions
taşra müziği
country and western
televizyon ya da sinema reklamının kısa müziği
jingle
umumi yerlerde çalınan kayıt edilmiş fon müziği
muzak
alaturka müzik
Turkish music
aletli müzik
instrumental music
askeri müzik
martial music
askeri müzik
military music
belirli bir konu ifade eden müzik
program (me) music
çalgı ile çalınan müzik
instrumental music
canlı müzik
live music
enstrümantal müzik
instrumental music
klasik müzik
classical music
mağazalarda vb sürekli çalınan popüler müzik
musak
olay sırasına veya bir sahne eserine göre düzenlenmiş müzik
program me music
özel bir olay için müzik
occasional music
pop müzik
pop music
popüler müzik
pop
teyp bandına kaydedilmiş müzik
canned music
müzik ...
musical
müzik ahengine benzer oranlara ait
harmonic
müzik aleti
instrument Noun, Music
müzik aleti
musical instrument Noun, Music
müzik aletleri satan dükkân
music house
müzik aşkı
passion for music
müzik bestesi
musical composition
müzik çalmak
to perform Verb
müzik çalmak
to touch Verb
müzik delisi
jitterbug
müzik eseri
musical work
Müzik Gereçleri Sayısal Arabirimi
Musical Instruments Digital Interface ( MIDI ) Information Technology
müzik kulağı var
to have an ear for music
müzik kutusu
(Br) musical box
müzik kutusu
musical box
müzik kutusu
(US) music box
müzik kutusu
music box
müzik makamına ait
modal
müzik parçası
music Noun
müzik parçası
opus Noun
müzik parçası
musical segment Noun
müzik parçasının bir bölümü
melody
müzik programı
musical program (me
müzik programı
musical program (me)
müzik sanatçısı
musician Noun, Employment
müzik sanatı
musical art
müzik seansı
musical performance
müzik sesi
tone
müzik seti
stereo system Noun, Music
müzik seti
audio system Noun, Music
müzik seti
stereo Noun, Music
müzik seti
boombox Noun, Music
müzik seven
philharmonic
müzik süpervizörü
music supervisor Noun, Cinema
müzik temposu
time Noun
müzik türü
rag
müzik tutkusu
passion for music
müzik ustası
musical Noun
Müzik ve Sahne Sanatları Dairesi Başkanlığı
Department of Music and Performing Arts Noun, Organizations
müzik ve tiyatro okulu
conservatory
müzik yapıtı telif hakkı
musical copyright
müzik yayını ve havalandırma aygıtı bulunan konforlu otobüs
motorcoach
müzik yazarı ya da öğretmeni
maestro
(bir müzik parçasını) icra
rendering
(dansçı , müzik , vb ilgili olarak) çağdaş tarzda
go go
(konuşma , müzik , vb) düzensiz olmak
to limp Verb
açıklama vs'den önceki coşkulu müzik parçası
fanfare Noun
ağır ve hüzünlü bir müzik parçası
dirge Noun
altı kişiden oluşan müzik topluluğu
sextet
altılı için yazılmış müzik parçası
sextet Noun
Amerikalı zencilere özgü duygulu bir müzik türü
soul music
Aşai Rabbani ayini için bestelenmiş müzik parçası
mass Noun
bir film için müzik besteleme ve müziği filme ekleme işi
scoring
bir müzik aleti çalan kimse
instrumentalist
bir müzik parçası
number Noun
bir müzik parçasının bitiş bölümü
coda
bir müzik yapıtının ilk çalınışı
first audience
birkaç müzik parçasından oluşan parça (potpuri
medley
bu tür bir ayin için yazılmış müzik parçası
requiem Noun
caz müzisyenlerinin bir araya gelerek müzik yapmaları
jam session Noun
düzenli bir üslubu olmayan müzik parçası
fantasia Noun
fasılları birleştiren müzik parçası veya bale
intermezzo
hızlı ve neşeli müzik parçası
scherzo Noun
irticalen şiir söyleme veya müzik çalma
improvisation
irticali müzik çalma
impromptu performance
kaydedilmiş müzik sunucusu
disc jokey
kırsal teması ya da atmosferi olan müzik eseri
pastorale
konuşma ve müzik aletlerinin sesleri dahil
synthesizer
oyun ve müzik provası
rehearsal Noun
plak ya da kayıt edilmiş müzik çalınan gece kulübü
discotheque
popüler müzik programı
popular music program (me
popüler müzik programı
popular music program (me)
popüler müzik yayıncılarının
tin pan alley
telli müzik aletini parmakla çalmak
to pick Verb
telli müzik aletlerinin sapları üzerindeki perde
fret
yayınlanmak üzere kayıt edilmiş müzik kiralayan müessese
library service
yüksek sesle müzik çalmak ya da şarkı söylemek
to belt out Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Duygu ve ... sanatı, mûsikî
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

muzik
bk. muzıyk