mate


  1. checkmate ile ayni anlama gelir. (satrançta) mat.
    The game ended with a checkmate. I can force
    (you into) checkmate in 6 moves.
  2. eş, bir çiftin her bir teki.
    I can't find the mate of theis glove/sock: Bu eldivenin/çorabın eşini bulamıyorum.
  3. akran, emsal, karşılık.
  4. eş, zevç/zevce, refik(a), karı-kocadan her biri.
  5. çiftleşen hayvanlardan herbiri, (hayvana) eş.
    The zoo is looking for a mate for its female panda.
  6. arkadaş, ortak, iş ortağı, kapı yoldaşı.
    classmate: sınıf arkadaşı.
    John and Bill were mate
    in the army: John ve Bill asker arkadşıydılar.
  7. Maritime Traffic
    first mate ile ayni anlama gelir. (ticaret gemisinde) ikinci kaptan.
    The mate gave an order to swab the decks.
  8. (gemide) subay vb. yardımcısı.
  9. yamak, yardımcı.
    plumber's mate.
  10. (satrançta) mat.
  11. çiftleş(tir)mek.
  12. evlen(dir)mek.
  13. eşlemek, eşini bulmak/yapmak, iki benzer şeyi bir araya getirmek.
  14. (birbirine) uymak, uygun gelmek, geçmek.
    gears that mate well.
  15. eşlik/arkadaşlık/refakat etmek.
  16. eşit/denk olmak, uymak.
  17. (satrançta) mat etmek, yenmek.
  18. Noun Paraguay çayı.
çiftleştirmek Verb
lostromo yardımcısı.
first mate Noun
kaptan yardımcısı, ikinci kaptan.
chief mate, chief officer, first officer, mate ile ayni anlama gelir. Noun
(Br) sınıf arkadaşı
oda arkadaşı
(a) aynı yarışa giren at, (b) eş-aday: aynı seçimde ikinci derecedeki göreve adaylığını koyan kimse.
(gemide) ikinci zabit.
gemi iş arkadaşı
can yoldaşı, sevgili.
(ticaret gemilerinde) üçüncü kaptan/zabit.
sözleri hareketlere uydurmak Verb
pilot ehliyeti
kısa yolculuklar için kaptana verilen izinler Noun
yükleme ordinosu Noun
Paraguay çayı. Noun