mob

  1. derinti, güruh, ayak takımı, başıboş/saldırgan kalabalık, sürü.
    The police tried to control the mob.
    The crowd turned into an ugly mob.
  2. kalabalık, izdiham, insan kalabalığı.
    There was a great mob at the gate, waiting to get in.
  3. düzensiz halk kalabalığı/ayak takımı/sürü/güruh ile ilgili.
  4. merakla/gürültü ile etrafını sarmak/kuşatmak.
    Autograph hunters mobbed the singer outside her hotel.
  5. sürü halinde saldırmak/hücum etmek.
halk kalabalığını kışkırtmak Verb
halka nutuk çekmek Verb
güruha katılmak Verb
mücrimler alemi
karışıklık çıkaran kalabalık
gangster faaliyeti
linç kanunu
kışkırtıcı nutuk
ayaktakımı hâkimiyeti
yığın egemenliği
çetelerin egemenliği Noun
linç kanunu.
mob violence: ayak takımının giriştiği tedhiş hareketi.
göstermelik mahkeme