olumsuz cevap vermek
Verb
olumsuzluk iddiasında bulunmak
Verb
... ile ters orantılı olmak
Verb, Mathematics
çift olumsuz: içinde iki tane olumsuz sözcük bulunan olumsuz tümce.
NOT: Çift olumsuz tümce
dilbilgisi bakımından yanlış sayılır. Örneğin “
He didn't go nowhere.” tümcesi yanlıştır, çünkü altları çizili sözcüklerin ikisi de olumsuzdur. Doğrusu şudur: “
He didn't go anywhere.” Keza “
I didn't see nothing.” denmez, “
I didn't see anything.” denir.
Noun
yanlış negatif
Noun, Logic
olumsuz, menfi.
The reply, when it finally came, was in the negative: Nihayet olumsuz cevap geldi.
menfi tespit davası
Noun, Law
olumsuz bir tavır takınmak
Verb
olumsuz, aleyhte (söz, cevap vb.).
a negative statement: olumsuz ifade.
negative evidence:
aleyhte kanıt/delil.
negative vote: aleyhte verilen oy, red oyu.
aksi, ters (cevap, davranış vb.).
He maintained a negative attitude about cooperating.
red, inkâr.
a negative reply to my request.
meneden, yasaklayan (emir vb.).
menfi, negatif.
a man of negative viewpoint.
eksi, negatif, menfi (sayı, çokluk).
negative sign: eksi işareti.
negative number: eksi
sayı.
negative charge: eksi yük.
negative resistance: eksi direnç.
negatif: belirli bir hastalığın veya mikrobun bulunmadığını gösteren.
a negative blood test.
Medicine
uyarıya zıt yönde cevap veren.
Physiology
eksi (elektrikle yüklü).
Electronics
elektron kazanmış, asit.
Chemistry
olumsuz, onaysız.
Grammar
negatif: aydınlıkları karanlık, karanlık yerleri aydınlık gösteren (resim).
Photography
reddetme, inkâr etme, kabul etmeme.
menfi/aleyhte bulunan taraf, bir söze/karara vb. itiraz eden kimse(ler).
yalanlamak, inkâr etmek, cerhetmek.
Transitive Verb
reddetmek, kabul etmemek, veto etmek, aleyhinde oy vermek.
The plan was negatived by (the veto of) committee.
Transitive Verb
karşı gelmek, etkisini gidermek/tadil etmek, menetmek.
Transitive Verb
iptal etmek, hükümden düşürmek.
Transitive Verb
yürütülen bir tahmini çürütmek
Verb
bir şeyin aksini iddia etme
kısa vadelerdeki faiz oranlarının uzun vadelerdekilerin üzerinde bulunduğu verim eğrisi
eksi nakit akışı (zarar eden bir şirketin mali durumunu yansıtan deyim
olumsuz menşe şahadetnamesi
olumsuz menşe şehadetnamesi
olumsuzluk şartı
Noun, Law
menfi tespit
Noun, Competition Law
menfi şart (bir şeyin yapılmamasını öngören koşul ; bir fiilden çekinme yükümlülüğü yükleyen koşul
menfi şart (bir şeyin yapılmamasını tazammun eden şart
bir şeyin yapılmamasını öngören koşul
olumsuz görev uyuşmazlığı
Noun, Law
...'in olumsuz sonuçları
Noun
negatif kontrol
Noun, Competition Law
büyük bir şirketin yan kuruluşlarının bu gruba dahil olmaktan ötürü kazançlı çıkacakları yerde zarar görmeleri
Noun
menfi borç veya bir çekinme yükümlülüğü getiren akit
menfi bir borç veya içtinap yükümlülüğü yükleyen akit
menfi bir borç ve içtinap yükümlülüğü yüklenen akit
negatif kesicisi
Noun, Cinema
menfi tespit kararı
Noun, Law
negatif belge (Avrupa Topluluğu Komisyonu tarafından verilen , üye kuruşların yaptıkları anlaşmaların
Ortak Pazar kurallarına ters düşmediğini belirte
hâkim tarafından gayri menkul sahibine bazı faaliyetlerden içtinap mükellefiyeti yükleyen irtifak hakkı
hadim gayri menkul sahibine bazı etkinliklerden içtinap yükümlülüğü yükleyen irtifak hakkı (bir arsaya
belli bir yükseklik üzerinde bina yapılamaması
ileri sürülen bir durum veya olayın mevcut olmadığı veya zuhur etmediği hususunda tanıklık
dışsal zarar
Noun, Economics
negatif faktör (veya değer) (örneğin , yaşlılık gibi , kredi verme kararında olumsuz yönde işleyen bir faktör
negatif geri besleme
Noun, Electronics
negatif geri besleme döngüsü
Noun, Electronics
hükümetin fakirlere para yardımı.
Noun
ters girinti
Information Technology
mahkemenin bir şeyin yapılmasını meni
mevduata faiz ödeme yerine mevduat sahibinden faiz alınması
negatif faiz (enflasyon oranından düşük faiz
negatif yatırım (sermaye stokunun azalması
resmi görevde yapılması gereken bir şeyi yapmaktan kaçınmak
Verb
negatif sayı
Noun, Algebra
dava gerekçesine kesin itiraz
dava sebebinin gerekçesine kati itiraz
zamanaşımı yüzünden hak kaybetmek
Verb
bir hakkın belli bir süre içinde hiç kullanılmamak suretiyle kaybedilmesi
negatif pekiştirme
Noun, Psychology
(pazarlama) olumsuz tepki
geçmiş yıl zararları
Noun, Accounting
negatif haklar
Noun, Rights-Freedoms
hadim gayri menkul sahibine bazı faaliyetlerinden içtinap yükümlülüğü yükleyen irtifak hakkı
yasak hükmünü içeren yasa
içtinap yükümlülüğünü yükleyen yasa
epey olumsuz eleştiri almak
Verb
olumsuz tavır takınmak
Verb
negatiften kopya etmek
Verb