nedeniyle

Turkish-English Translation

  1. for
  2. then
  3. thanks to
  4. by reason of
  5. at
  6. along of
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

... nedeniyle
by reason of ... Adverb
… nedeniyle
on account of … Adverb
ihmal nedeniyle
negligently Adverb
ihmal nedeniyle
due to negligence Adverb
kanuni gereklilik nedeniyle
ex necessitate
koşullar ya da tercih nedeniyle
kingmaker
masraflar nedeniyle
owing to the expenses
memuriyet nedeniyle
ex officio
müstaceliyet nedeniyle
on grounds (for reasons of) urgency
müstaceliyet nedeniyle
an account of urgency
sağlık nedeniyle
for reason of health
sağlık nedeniyle
from considerations of health
sağlık sorunları nedeniyle
on account of ill health Adverb
yaş nedeniyle
by reason of age
yasanın kendinden işlemesi nedeniyle
(Lat.) ipso jure
zina nedeniyle
causa adultery
(sigorta , US) ölüm veya sakatlık nedeniyle prim ödememe
payer benefit
af nedeniyle ceza çektirmeyen mahkeme kararı
verdict of acquittal
akıl hastalığı nedeniyle hacir altına alma
interdiction of lunacy
akıl hastalığı nedeniyle hukuki ehliyetsizlik
legal incapacity
akıl hastalığı nedeniyle hukuki ehliyetsizlik
legal insanity
akıl hastalığı nedeniyle temyiz kudreti olmama defisi
plea of insanity
bir satış sözleşmesi nedeniyle yükümlülüklerini yerine getirmek
to fulfil (l) one's obligations under a contract of sale Verb
davaların irtibatlı olmaları nedeniyle defi
plea for connexity
davanın bir usul eksikliği nedeniyle reddi
dismissal without prejudice
doğum nedeniyle vatandaşlık
natural allegiance
en yaşlı olması nedeniyle başkan olan kişi
chairman by seniority
enflasyon nedeniyle fiyatların fırlayışı
inflationist hike
esasa ilişkin hükümlerin ihlali nedeniyle verilen ceza
fine for substantive infringements Noun, Competition Law
görülen belirli bir eksiklik nedeniyle iddianameye itiraz
demurrer to indictment
grev nedeniyle bir iş yerinde işi durdurma
stoppage n
grev nedeniyle çalışmayan fabrika
strike bound factory
grev nedeniyle çalışmayan fabrika
strike-bound factory
hasar nedeniyle tazminat talebi
damage claim Noun, Law
hastalık nedeniyle eriyip gitmek
to waste away Verb
hastalık nedeniyle evde veya yatakta
laid
hastalık nedeniyle gelmemek
to be absent through illness Verb
hava basıncının birden azalması nedeniyle ortaya çıkan durum
decompression sickness
iflas ya da tasfiye nedeniyle para çekilemeyen banka hesabı
blocked account
ihlâl nedeniyle dava açmak
to bring an action for an infringement Verb
ihtiyaç nedeniyle menkul kıymetlerin elden çıkarılması
spilling stock
işçi-işveren anlaşmazlığı nedeniyle kaybolan işgünü
day lost
işi bırakma nedeniyle satış
going-out-of business sale
işi bırakma nedeniyle satış
going-out-of-business sale
kapatma nedeniyle tasfiye satışı
closing-down sale
kötü hava nedeniyle yoluna gidemeyen
weather bound
mazeret nedeniyle (nefis müdafaası yüzünden) adam öldürme
excusable homicide
mazeret nedeniyle (nefis müdafası yüzünden) adam öldürme
excusable homicide
mazeret nedeniyle saldırı
excusable assault
memuriyet nedeniyle üye
ex officio member
murisle olan kan hısımlığı nedeniyle mirasçılar
heir of the blood
özelliği nedeniyle yüksek navlunla yüklenen yük
distress cargo
rizikoda artış nedeniyle prime eklenen miktar
extra premium
rüzgâr nedeniyle eğilmek
lie along
rüzgâr nedeniyle yatmak
to lie along Verb
sağlık nedeniyle yolculuk etmek
to travel for one's health Verb
satılan şeydeki ayıp nedeniyle satış akdinin feshi davası
actio redhibitoria Noun
sözleşmeyi bozma nedeniyle uğranan kayıp
loss incurred by breach of contract
sözleşmeyi bozma nedeniyle uğranılan kaybı
loss incurred by breach of contract
Tadilat nedeniyle kapalıdır.
Closed for alterations.
tahdit ya da kanuni zorunluk nedeniyle istemeden zorla ödeme
compulsory payment
US ölüm nedeniyle intikal
devolution upon death (of inheritance ,)
usule ilişkin hükümlerin ihlali nedeniyle verilen cezalar
fines for procedural infringements Noun, Competition Law
uzun askerlik hizmeti nedeniyle emekli maaşı talep etmek
to claim a pension by virtue of one's long military service Verb
vergi nedeniyle geliri yıllara dağıtmak
to spread out income Verb
yaşlılık nedeniyle işinden ayrılan emekli
old-age pensioner
yaşlılık nedeniyle sarsaklaşmak
to dodder Verb
yüksek fiyatlar nedeniyle ... piyasasına girememek
to be priced out of the ... market Verb, Economics
Turkish-English phrases from Zargan's own database