not least

English Turkish Phrases

but not least
son ama aynı derecede önemli
last but not least
son ve önemli (bir husus ta), en nihayet önemle belirteyim/zikredeyim ki …
not give the least sign
hiç belli etmemek, en küçük bir işaret vermemek, (asla) renk vermemek.
not in the least
hiç, asla, kat'iyen, hiçbir şekilde, zerre kadar değil, estağfurullah.
It did not surprise me in the
least: Beni zerre kadar şaşırtmadı (=Asla hayret etmedim).
It doesn't matter in the least: Hiç önemi yok.
not in the least degree
hiçbir şekilde, asla, hiç de … değil.
not the least bit
hiçbir şekilde, asla, hiç de … değil.
not the least glimmer of intelligence
en ufak bir zekâ belirtisi olmamak Verb
take not the least notice
hiç dikkate almamak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database