olive

English-Turkish Translation

  1. Noun, Plant Species zeytin
  2. Adjective zeytuni
  3. Botany zeytin (ağacı)
    (Olea europaea).
  4. zeytin.
  5. zeytin ağacına benzer ağaç.
  6. zeytin dalı/yaprağı.
  7. zeytin dalından çelenk.
  8. zeytinden/zeytin ağacından veya dalından yapılmış.
  9. zeytunî, zeytin rengi(nde), yeşil zeytin rengi.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

olive-oil soap
beyaz sabun Noun, Personal Care-Hygiene
queen olive
iri zeytin, İspanyada Sevil zeytini.
spurge olive
(a) dulaptalotu
(Daphne oleoides), (b) mezereon.
olive branch
(a) (barış simgesi olarak) zeytin dalı, (b) barış simgesi (olarak sunulan nesne).
olive brown
yeşilimsi kahverengi.
olive drab
(a) yeşilimsi kahverengi, (b) (ABD'de askerî üniforma yapmakta kullanılan) yeşilimsi kahverengi/zeytunî
kumaş, (c) bu tür üniforma veya pantalon.
olive drab
zeytin kahverengisi Adjective
olive green
zeytunî, zeytin yeşili.
olive grove
zeytinlik Noun, Agriculture
olive oil
zeytinyağı.
olive oil and vinegar
tarator
olive orchard
zeytinlik Noun, Agriculture
olive paste
zeytin ezmesi
olive seedling
zeytin çöğürü Noun, Agriculture
olive stoner
çekirdek ayıklayıcı Noun, Food-Kitchen
olive tree
zeytin ağacı.
a cold dish made with dried beans and olive oil
pilaki
dark olive green
koyu zeytin yeşili Adjective
extra-virgin olive oil
sızma zeytinyağı Food-Kitchen
onions and olive oil
imambayıldı
virgin olive oil
natürel zeytinyağı Noun, Food-Kitchen
Operation Olive Branch
Zeytin Dalı Harekatı Proper Name, Military
English-Turkish phrases from Zargan's own database