olmak üzere

... dahil olmak üzere

with the inclusion of

... dahil olmak üzere

including

... olduğu kadarıyla sınırlı olmak üzere

to the extent that ... Law

... tarihinden itibaren geçerli olmak üzere

effective ... Adverb

arzuya bağlı olmak üzere

at will

bir defaya mahsus olmak üzere

on one occasion only Adverb

bu cümleden olmak üzere

in this context, in this connection, in this connexion, in a similar vein, along the same lines Adverb

bunlarla sınırlı olmamakla birlikte aşağıdakiler dahil olmak üzere

including but not limited to the following Adverb, Law

dahil olmak üzere

with the inclusion of

diğerleri eşit olmak üzere

caeteris paribus

istisna olmak üzere

with the exception of

komisyonla satılmak ve riziko ihracatçıya ait olmak üzere

consignment invoice

masraflar kendisine ait olmak üzere

at its own cost Adverb

masraflar kendisine ait olmak üzere

at its cost Adverb

masrafları kendisine ait olmak üzere

at its own expense Adverb, Law

özellikle banka kredilerinde olmak üzere

self-liquidating

risk şirkete ait olmak üzere

at company's risk

risk taşıyıcının olmak üzere

on carrier's risk

riski bana ait olmak üzere

at my risk

riski kendine ait olmak üzere

at one's own risk

riski mal sahibine ait olmak üzere

at owner's risk

riski size ait olmak üzere

at your risk

rizikosu ihracatçıya ait olmak üzere

consignment invoice

yerine kaim olmak üzere

in lieu of

kiralanan yerin tamiri ev sahibine ait olmak üzere kiralama

landlord lease repairing

öğretmen olmak üzere okumak

to study for the teaching profession Verb

öğretmen olmak üzere okumak

to study for teaching profession Verb

riski kendine ait olmak üzere taşımak

to carry at one's own risk Verb

tamiri sahibine ait olmak üzere kiralama

landlord lease repairing

yalnız bir kereye mahsus olmak üzere elde edilen gelir

income of nonrecurring nature

yemin yerine kaim olmak üzere verilen kati ve sarih ifade

judicial declaration

yemin yerine kaim olmak üzere verilen kati ve sarih ifade

(cutoms) oath of entry

(öfke , heyecan vb) patlamak üzere olmak

to simmer Verb

(savaş) patlamak üzere olmak

to be on the brink of war Verb

(üretim) bitmek üzere olmak

to be on its way out Verb

... de dahil olmak, ancak bununla sınırlı olmamak üzere

including, without limitation, ... Adverb, Law

... de dahil olmak, ancak bununla sınırlı olmamak üzere

including but not limited to ... Adverb, Law

… da dahil olmak, ancak bununla sınırlı olmamak üzere

including, without limitation, … Adverb, Law

ayrılmak üzere olmak

to be on the point of leaving Verb

bankadaki parası neredeyse bitmek üzere olmak

to be within the limit of an overdraft Verb

batmak üzere olmak

to be on the brink of ruin Verb

bir işi yapmak üzere görevlendirilmiş olmak

to be commissioned to do sth Verb

bir şeyi yapmak üzere olmak

to be about to do sth Verb

Birleşmiş Milletler Diplomasi Ajanları Dahil Olmak Üzere Uluslararası Korunan Kişilere Karşı İşlenen Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme

United Nations Convention on the Prevention and Punishment of Crimes Against Internationally Protected Noun, International Law

birşeyi yapmak üzere olmak

to be about to do something Verb

bitmek üzere olmak

to be near its fag end Verb

bitmek üzere olmak

to run low Verb

düşmek üzere olmak

to teeter Verb

evlenmek üzere olmak

to be on the point of getting married Verb

hapse gönderilmek üzere teslim olmak

to give oneself up as prisoner Verb

hızını kaybedip düşmek üzere olmak

to stall Verb, Aviation

iflas etmek üzere olmak

to totter on the verge of bankruptcy Verb

kalkmak üzere olmak

to be on the point of departure Verb

mek üzere olmak

to on the edge Verb

müzakere edilmek üzere olmak

to be up for discussion Verb

neredeyse tutmak üzere olmak

to be hot on the trail Verb

ölmek üzere olmak

to circle the drain Verb, Idioms

para politikasını gevşetmek üzere olmak

to be about to relax money Verb

sınava girmek üzere hazır olmak

to be in for an examination Verb

terfi etmek üzere olmak

to be about to be promoted Verb

tutuklanmak üzere aranmakta olmak

to have a warrant out against one Verb

üçüncü memuriyet süresini doldurmak üzere olmak

to run for a third term Verb

yapmak üzere olmak

to go Verb

yürürlüğe konmak üzere olmak

to be about to be carried into effect Verb