olumlu

Turkish-English Translation

  1. Adjective positive (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  2. useful
  3. well
  4. helpful
  5. concrete
  6. Adverb positively
  7. constructive
  8. sure
  9. salutary
  10. Information Technology positive
  11. affirmative
  12. in the affirmative
  13. up-front
  14. favorable
  15. glowing
  16. sb who has positive outlook
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

görüş vermekten kaçınma
disclaimer of opinion Noun, Accounting
olumlu görüş
unqualified opinion Noun, Accounting
olumsuz görüş
adverse opinion Noun, Accounting
şartlı görüş
qualified opinion Noun, Accounting
kısmen olumlu
anomalous plea
olumlu bakmak
to smile on Verb
olumlu belirti
positive sign
olumlu bir hareketin yapılmasını gerektiren şart
affirmative covenant
olumlu bir hareketin yapılmasını gerektiren şart
affirmative condition
olumlu bir muhtevası olan irtifak hakkı
affirmative easement
olumlu bir şekilde
favorably Adverb
olumlu bir şekilde
positively Adverb
olumlu bir tavır takınmak
to hold an affirmative attitude Verb
olumlu birleştirme
match merging
olumlu çağrışım
positive connotation Noun
olumlu cevap
affirmative answer
olumlu cevap
affirmative
olumlu cevap
affirmative reply
olumlu cevap
reply in the affirmative
olumlu cevap
positive answer
olumlu cevap vermek
to anwser in the affirmative Verb
olumlu cevap vermek
to answer in the affirmative Verb
olumlu cevap vermek
to reply in the affirmative Verb
olumlu eleştiri almak
to have a good press Verb
olumlu etki
influence for good
olumlu fark
favourable variance
olumlu görev uyuşmazlığı
positive conflict of jurisdiction Noun, Law
olumlu hava
feel-good factor
olumlu karar
favourable decision
olumlu karşılamak
to accept Verb
olumlu olarak
favorably Adverb
olumlu oy
placet
olumlu oy
affirmative vote
olumlu oy vermek
to vote in the affirmative Verb
olumlu oylar çoğunlukta
the ayes have it
olumlu özellik
recommendation Noun
olumlu pekiştirme
positive reinforcement Noun, Psychology
olumlu rapor
favourable report
olumlu şart
affirmative condition
olumlu sonuç
favorable result
olumlu sonuç
favourable result
olumlu sonucu hazırlayan beklenmedik olay
machinery Noun, Art
olumlu sözleşme
positive covenant
olumlu taraf kazandı
the affirmative has it
olumlu tepki
positive input Noun
olumlu teyit
positive confirmation
olumlu teyit
positive conformation
olumlu trend
uptrend Noun, Economics
olumlu ve olumsuz yanlar
pros and cons Noun
olumlu ya da olumsuz
impact
olumlu ya da olumsuz kişisel görüşü yansıtan zihinsel durum
attitude
olumlu yanıt
positive answer
olumlu yanıt
favourable answer
olumlu yanıt
answer in the affirmative
olumlu yönde
positively Adverb
olumlu zihniyet
positive turn of mind
(reklamcılıkta) olumlu tepki
feedback score
...'i olumlu karşılamak
to receive ... favorably Verb
…e olumlu şekilde yansımak
to reflect positively on … Verb
bir başvuruya itiraz etmeden olumlu cevap vermek
to grant an application without objection Verb
bir başvuruya olumlu yanıt vermek
to grant an application without objection Verb
bir işin, girişimin sonucundan olumlu veya olumsuz etkilenecek olmak
to have skin in the game Verb, Idioms
bir konunun yalnızca olumlu yönlerini sunma
special pleading
bir şey için olumlu oy vermek
to vote solid for sth Verb
bir talebi olumlu karşılamak
to acquiesce in a request Verb
bir talebi olumlu karşılamanın uygunluğu konusu
to question the propriety of granting a request
bir tasarıya olumlu bakmak
to look on a plan with favour Verb
birini olumlu etkilemek
to influence someone for the good Verb
birinin dilekçesine olumlu yanıt vermek
to grant sb's suit Verb
cevap olumlu olduğu takdirde
if the answer is in the affirmative
halkın olumlu bulması
appeal to the public
hem olumlu hem olumsuz etkiye sahip olmak
to work both ways Verb
işin olumlu gelişimi
business efficacy
kamuoyu yoklamasında çok olumlu sonuç almak
to ride high in the opinion poll Verb
piyasalarda olumlu davranmalarını öngören kural
community preference
sınırlı olumlu görüş
qualified opinion Noun, Accounting
tahmin edilen olumlu oyları saymak
to count the noses Verb
tartışmada olumlu tezi savunanları tutan taraf
affirmative
yanıt olumlu ysa
if the answer is affirmative
ölümlü
mortal
ölümlü
transitory
ölümlü
murderous
ölümlü
fatal Adjective
ölümlü dünya
this mortal world
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Beklenene, tasarlanana ... gerçekleşen, müspet
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

ölümlü
Ölmesi mukadder ... olmayan, fânî