on a basis

English-Turkish Translation

  1. esasına göre, esas tutularak.
    He is paid on a daily/weekly/monthly basis: Günlük/haftalık/aylık
    esasına göre maaş alıyor (maaşını günlük/haftalık/aylık olarak alıyor).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

on a basis of reciprocity
karşılıklı olarak
(for an economy) to be organized on a cooperative basis
kooperatifleşmek Verb
address a meeting on off-the-record basis
bir toplantıda gizli bir konudan söz etmek Verb
address a meeting on off-the-record basis
toplantı da gizli bir konudan söz etmek Verb
award supplementary benefits on a noncontributory basis
(devlet sigortası) karşılıksız ek tazminat vermek Verb
be on a first name phone-calling basis
teklifsiz telefon edebilme durumunda olmak Verb
be on a first-name basis with someone
birine adıyla hitap etmek
be on a first-name basis with someone
biriyle senli benli olmak
buy on a spot basis
peşin satın almak Verb
carry on a trade on a commercial basis
ticari bir iş yapmak Verb
distribution on a percentage basis
bir oran dahilinde dağıtma
do things on a day-to-day basis
idarei maslahat etmek Verb
employ on a full time basis
tamgün çalıştırmak Verb
employ on a full-time basis
tam gün çalıştırmak Verb
employ someone on a month- to month- basis
birini aylık çalıştırmak Verb
employ someone on a month-to-month basis
birini aylık çalıştırmak Verb
hold a meeting on a formal basis
resmi toplantı yapmak Verb
hold a meeting on formal basis
resmi toplantı yapmak Verb
insurance on a premium basis
prim esasına göre tanzim edilmiş sigorta
loan on a gold basis
altın bazlı borç
make delivery on a cash basis
teslimi peşin ödeme karşılığı yapmak Verb
Management of real estate on a fee or contract basis (NACE code: L68.3.2)
Bir ücret veya sözleşme temeline dayalı olarak gayrimenkulun yönetilmesi (NACE kodu: 68.32) Noun, Trades-Professions
offer employment on a pensionable basis
emeklilik olanağı olan iş teklif etmek Verb
on a ... basis
... bir şekilde Adverb
on a consignment basis
satıldığı zaman ödenmek üzere teslim
on a consolidated basis
konsolide bazda Adverb, Accounting
on a contract basis
mukaveleli
on a daily basis
günlük olarak Adverb
on a day-to-day basis
idareten
on a flat-for-land basis
kat karşılığı Noun, Construction
on a lump sum basis
götürü olarak
on a non-credit basis
kredisiz olarak Adverb, Education-Training
on a non-discriminatory basis
eşit şartlarla
on a non-discriminatory basis
ayrımcı olmayan bir temelde, ayrım yapılmaksızın
on a non-discriminatory basis
ayrımcı olmayan bir temelde
on a part-time basis
yarımgün olarak
on a percentage basis
yüzde üzerinden
on a pro rata basis
belli bir oran üzerinden
on a pro rata basis
garameten Adverb, Mathematics
on a prorata basis
belli bir oran üzerinden
on a reciprocal basis
karşılıklılık temelinde
on a rotation basis
dönüşümlü olarak Adverb
on a royalty basis
telif hakkı lisans ücreti ödeyerek
on a royalty-free basis
lisans ücreti ödemeden
on a royalty-free basis
telif ücreti ödemeden
on a turn key basis
anahtar teslim şartıyla
on a turnkey basis
anahtar teslimi
on a voluntary basis
ihtiyari olarak
one who does things on a day-to-day basis
idarei maslahatçı
operate on a fee basis
ücretle çalışmak Verb
operate on a marginal basis
maliyetine (pek düşük kârla) satmak Verb
operate on a nonprofit basis
kâr gütmeden çalışmak Verb
pay on a mil e age basis
km başına ücret hesaplamak Verb
put a business on a paying basis
işi kârlı bir temele oturtmak Verb
Real estate activities on a fee or contract basis (NACE code: L68.3)
Bir ücret veya sözleşme temeline dayalı olan gayrimenkul faaliyetleri (NACE kodu: 68.3) Noun, Trades-Professions
reorganize the economy on a stable basis
istikrarlı bir temel üzerine ekonomiyi yeniden düzenlemek Verb
retain on a per-diem-plus-expense basis
gündelik masraflar karşılığı tutmak Verb
sell on a spot basis
peşin satmak Verb
sell on a spot basis
spot olarak satmak Verb
set up a business on a sound basis
işini sağlam temele oturtmak Verb
set up a business on a sound basis
işinısağlam temele oturtmak Verb
share an order on a fifty-fifty basis
bir siparişi yarı yarıya paylaşmak Verb
share an order on a fifty-fifty basis
siparişi yarı yarıya paylaşmak Verb
strike on a nation-wide basis
ülke çapında grev yapmak Verb
supplies on a deferred payment basis
taksitli malzeme tedariki
use on a collective basis
ortak kullanma
Wholesale on a fee or contract basis (NACE code: G46.1)
Bir ücret veya sözleşmeye dayalı olarak yapılan toptan ticaret (NACE kodu: 46.1) Noun, Trades-Professions
work on a cost-sharing basis
maliyeti paylaşmak üzere beraber çalışmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database