out going

giden, uzaklaşan, hareket eden, çıkan.
outgoing trains/ships/mail. Adjective
candan, dost tavırlı, sevimli, sempatik, başkalarına ilgi gösteren.
an outgoing personality. She is
very outgoing and enjoys giving parties.
Adjective
(lokantadan) dışarı verilen/gönderilen (yemek). Adjective
(makamdan) çekilen, istifa eden, emekliye ayrılan.
A dinner was held for the outgoing president. Adjective
çıkma
çıkış
sönme
huruç
(US) tasfiye satışı
dışarı çıkmayı canım pek çekmiyor
Ben biraz çıkıyorum.