over against

  1. (a) karşısında, karşılıklı, karşı karşıya.
    two houses over against each other: karşılıklı iki ev. (b) kıyasla/nazaran.
  2. (a) -e karşı/zıt.
    to live over against churuch. (b) … ile karşılaştırılırsa/mukayese edilirse,
    -e kıyasla, nazaran.
    The quality of this product over against that one.
üstünlük sağlamak, mat etmek.
I hate conversations where people try to score (points) off each other.