over with

English-Turkish Translation

  1. bitti, sona erdi.
    I have to get this homework over with today: Ev ödevimi bugün bitirmeliyim.

    It's all over with us now (=We are ruined, we have nothing to hope for): Bittik, mahvolduk, artık ümit kalmadı.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

all over with
bitti, sona erdi.
I have to get this homework over with today: Ev ödevimi bugün bitirmeliyim.

It's all over with us now (=We are ruined, we have nothing to hope for): Bittik, mahvolduk, artık ümit kalmadı.
be over with
bitmiş veya bitirmiş olmak Verb
get over with
istenilmeyen ama gerekli olan bir şeyi son kez yapmak Verb
(soil) to turn over with a spade or fork
bellemek Verb
crusted over with ice
üstü buz tutmuş
get over with and done with
ilk ve son olarak istenilmeyen ama gerekli şeyi yapmak Verb
go off/over with a bang
büyük başarı sağlamak.
Zeki Müren's latest song has really gone off with a bang over here.
go over with a fine-toothed comb
fine-tooth comb (2).
You could have koncked me down/over with a feather
Hayretten küçük dilimi yuttum/donakaldım.
differ with … about/on/over
aynı fikirde olmamak, (fikirde/düşüncede) ayrılmak, başka/zıt fikirde olmak.
I differ with you about/on/over this matter.
drape with/in/around/round/over
perdelemek, perde ile örtmek, kumaş ve perdelerle süslemek, zarif kıvrımlı kumaşlarla çerçevelemek/süslemek.

Let us drape this picture of our leader with/in the national flag. Let us drape the national flag round this picture of our leader.
enter into a composition with someone over sth
bir konuda biriyle uzlaşmaya varmak Verb
go over (through) something with a fine tooth- comb
bir şeyi incelerken ince eleyip sık dokumak Verb
go over something with a fine tooth comb
ince eleyip sık dokumak Verb
haggle over/about/with
çekişe çekişe/sıkı sıkıya pazarlık etmek.
to haggle over/about the price. I'm not going to haggle
over a penny here and there.
over and done with
bitti, sona erdi.
I have to get this homework over with today: Ev ödevimi bugün bitirmeliyim.

It's all over with us now (=We are ruined, we have nothing to hope for): Bittik, mahvolduk, artık ümit kalmadı.
read over a copy with the original
bir kopyayı esas metinle karşılaştırmak için okumak Verb
with priority over
'a önceliği olmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database