overlay

kaplamak, (bir şeyi başka bir şeyin) üzerine koymak/yerleştirmek.
(üzerine) sürmek/yaymak.
(yüzeyini) işlemek/süslemek, kakmak.
Wood richly overlaid with gold: Zengin altın kakmalı tahta işi.
Printing kâğıdın altını takviye etmek.
kaplama, örtü, örten tabaka.
(yüzeydeki) işleme, süs, kakma.
an overlay of gold.
Printing (kâğıdın altına konulan) destek, takviye.
harita üzerine konan ve askerî durum hakkında bilgi veren şeffaf kâğıt.
(bkz: overlie )
(geç.z.).

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

Yardımcı Grafik... Information Technology

yerpaylaşan program Information Technology

English-Turkish phrases from Zargan's own database

English-Turkish