bahşiş/rüşvet vermek, falcıya para vermek.
(a) birisine rüşvet vermek, (b) para ile fala baktırmak.
birini avuç unda tutmak
Verb
(birisini) avucunun içine almak, bir kimse üzerinde büyük nüfuz ve kudreti olmak.
birinin el falına bakmak
Verb
birinci gelmek, başarı kazanmak, (okulda/sporda vb.) zafer kazanmak, galip gelmek.
He carried off the palm by sheer perseverance: Sırf sebat ve azimle başarı kazandı.
tembul ağacı
(Areca Catechu): Hindistanda yetişen yüksek bir palmiye ağacı.
lâhana palmiyesi
(Sabal palmetto): yaprak uçlarındaki tomurcukları sebze olarak yenilen Florida ağacı.
coconut ile ayni anlama gelir. Hindistancevizi ağacı
(Cocos nucifera).
coconut ile ayni anlama gelir. Hindistancevizi ağacı
(Cocos nucifera).
date ile ayni anlama gelir. hurma ağacı
(Phoenix dactylifera).
zencefilli hurma ağacı
(Hyphaene thebaica) : K. Afrikada yetişen ve meyvesi zencefilli çörek tadı
veren bir ağaç.
gingerbread palm, gingerbread tree, doum palm ile ayni anlama gelir.
Noun
yelpaze yapraklı palmiye/hurma ağacı.
Noun
hurma vb. gibi yaprakları kuştüyüne benzeyen palmiye.
Noun
birine rüşvet vermek
Verb
grugru ile ayni anlama gelir. dikenli çam
(Acrocomia): G. Amerikada yetişen ve kozalağı yenilen bir tür çam.
paraya karşı haris olmak, paraya doymamak.
He has an itching palm.
fildişi ağacı
(Phytelephas macrocarpa): G. Amerikada yetişen ve fildişi kozalağı veren ağaç
Noun
yağlı hurma ağacı
(Elaeis guineensis): çekirdeklerinden yağ çıkarılan Afrika hurması.
Noun
rüşvet vermek, bol bahşiş vermek.
palmiye
(Roystonea regia).
Noun
sago ile ayni anlama gelir. sagu palmiyesi
(Metroxylon laeve, M. Rumphii). Malezyada yetişir.
palm ile ayni anlama gelir. kefne, yelkencilerin avuçlarını koruyucu deri veya madenî parça.
birine rüşvet vermek
Verb
Hint hurması
(Caryota urens).
şemsiye palmiyesi
(Hedyscepe canterburyana). Floridada yetişir.
Noun
mum hurma ağacı
(Ceroxylon andicola): Ant dağlarında yetişir, yaprakları reçinemsi mumludur.
Noun
Brezilya mum hurması
(Copernicia cerifera). Brezilyada yetişir, yaprakları sert ve mumludur.
Noun
cabbage ile ayni anlama gelir. palmiye tomurcuğu: lâhanaya benzer ve sebze olarak yenir.
misk kedisi
(Paradoxurus hermaphroditus): Asya ve Afrikada palmiyelerde yaşayan uzun kuyruklu misk kedisi.
Noun
misk kedisi
(Paradoxurus hermaphroditus): Asya ve Afrikada palmiyelerde yaşayan uzun kuyruklu misk kedisi.
Noun
iğneli küçük nişan şeridi
avuç içi kimlik belirleme
Noun
şehitliğin en yüksek mertebesi
Noun
(a) (hile ile) kabul ettirmek, yutturmak, sokuşturmak, kazıklamak.
to palm off a forged painting. The fruit seller palmed off some bad apples onto the old lady. (b) (yalan söyleyip) kandırmak, aldatmak, gözünü boyamak.
He palmed his brother off with some story or other.
birine kalp parayı yutturmak
Verb
birine malları yutturmak
Verb
sahte bir şeyi sahici gibi yutturmak
Verb
hurma yağı: sabun, mum vb. yapmakta ve yemeklerde kullanılır.
Noun
birine bir şeyi hile ile kabul ettirmek
Verb
Paskalyadan evvelki Pazar günü. (İsa'nın Kudüse muzafferane giriş günü kabul edilir).
Noun
başkasının üstünlüğünü kabul etmek, yenilgiye uğramak, pes demek.
zaferi başkasına bırakmak
Verb