passive

  1. pasif, durgun, etkilenmez.
    take up a passive attitude: pasif davranmak.
  2. faal olmayan, faaliyetlere katılmayan.
    a passive member of a committee.
  3. âtıl, ağır, tembel.
  4. eylemsiz, davranışsız, davranışı ağır.
  5. itaatli, muti, boyun eğen, baş eğen, karşı koymayan, mukavemet etmeyen.
    a passive hypnotic subject.
  6. Grammar edilgen.
    passive verb: edilgen eylem.
    passive voice: edilgen çatı.
    In “He is carried”,

    “is carried” is a passive construction.
  7. Chemistry dingin, edilgen, pasif.
  8. Electronics güç kazancı sağlamayan, pasif.
    Capacitors and resistors are passive circuit elements. a passive communication
    satellite that reflects TV signals.
  9. Commerce kâr getirmeyen, faizsiz.
aktif ve pasif borçlar Noun
pasifleştirmek Verb
pasif kalmak Verb
ticaret dengesinin açık vermesi Noun
faiz ödemesiz tahvil
faiz getirmeyen tahvil
pasif ticaret, ihraç mallarını yabancı gemilerle taşıyarak yapılan ticaret.
faizsiz borç
faizsiz alacaklar Noun
pasif cihaz Noun
pasif jimnastik
ibne (kaba)
edilgin bağışıklık.
pasif bağışıklık Noun, Medicine
fon yatırımlarının hisse senedi endeksinin performansına tam uyacak şekilde aritmetik olarak seçildiği
pasif yönetim
ABD'de gittikçe yaygınlaşan ortak fon yönetimi türü
tam boyun eğme, inanç ve ilkelere aykırı olsa da itaat etme.
mağdura göre kişisellik ilkesi Noun, International Law
pasif rezerv
eylemsiz, direniş, pasif mukavemet.
eylemsiz direnişçi.
pasif direnişçi Noun, Politics-Intl. Relations
pasif satış Noun, Competition Law
vb dumanını soluma
başka kişilerin içtiği sigara
eyleme katılmadan seyirci kalan kişi
ithalat
(US) ticaret dengesi açığı
edilgen kip Noun, Language-Literature
kiracının ihmal sonucu kiralanan şeye zarar vermesi
pasif bir tavır takınmak Verb