pay for

  1. (a) cezasını çekmek, ettiğini bulmak.
    pay for a mistake: yaptığı hatanın cezasını çekmek. (b)
    tazmin/telâfi etmek.
    It will pay for itself: Masrafını çıkarır.
bilet ücretini ödemek Verb
kendi payını ödemek Verb
bir şeyi pahalı ödemek Verb
(US)) tazminat ödemek Verb
telefon konuşması ücretini ödemek Verb
birer kadeh içki ısmarlamak Verb
malların tesliminde ödemek Verb
kırılma yüzünden meydana gelen zarar ziyanı ödemek Verb
kendini amorti etmek Verb
masrafını çıkarmak Verb
bilgi için ödeme Noun, Human Resources
fazla mesai ücreti ödemek Verb
birinin okul parasını ödemek Verb
hizmetlerin ücretini ödemek Verb
birşeyin ücretini ödemek Verb
birşey için para ödemek Verb
birşeyin bedelini ödemek Verb
birşey için ödeme yapmak Verb
birşeyin parasını ödemek Verb
birşey için ücret ödemek Verb
bir şeyin ücretini ev geçindirme parasından ödemek Verb
ödemek Verb
hesabı görmek Verb
bir salonun kirasını ödemek Verb
birinin hizmetinin karşılığını ödemek Verb
araba alıp bedelini aylık taksitlerle ödemek Verb
araba alıp bedelini taksitlerle ödemek Verb
eşit iş için eşit ücret
eşit işe eşit para
ödetmek Verb
daha fazla ücret için grev yapmak Verb
çok para ödemek Verb
azizlik etmek Verb
bir şeyi pahalıya almak Verb
veresiye ödemek Verb
birinden bir şeyin acısını çıkarmak Verb
birinden oyunlarının acısını çıkarmak Verb
birine misliyle mukabele etmek Verb
birine birşeyin parasını vermek Verb
birine birşeyin parasını ödemek Verb
birine birşeyin ücretini ödemek Verb
birine birşey için ödeme yapmak Verb
birine birşeyin ücretini vermek Verb
paketin posta ücretini ödemek Verb
birşey yapmanın bedelini ödemek Verb
birşeyi yapmanın cezasını çekmek Verb
bir şey için çok ödemek Verb
kıdem tazminatı karşılığı Noun, Accounting
kıdem tazminatı provizyonu
daha yüksek maaş için direnmek Verb
daha yüksek maaş üzerinde ısrar etmek Verb
daha yüksek ücret için grev yapmak Verb
daha yüksek ücret için grev
bir şeyin pahalıya mal olması
birinin ödeme gücü olduğuna kefalet etmek Verb