pazarlik

Turkish-English Phrases

al aşağı ver yukarı pazarlık
bazaar bargaining
baskı altında yapılan pazarlık
pressure bargaining
baskılar altında yapılan pazarlık
pressure bargaining
bir evin alımı için pazarlık etmek
to negotiate for the purchase of a house Verb
bir fiyat üzerinde pazarlık etmek
to negotiate a fas Verb
bir fiyat üzerinden pazarlık etmek
to negotiate a price Verb
bir şey üzerinde çekişe çekişe pazarlık etmek
to bargain over sth Verb
çekişe çekişe pazarlık etme
huckstering
çekişe çekişe pazarlık etmek
to huckster Verb
fiyat üzerinde pazarlık etmek
to negotiate a price Verb
fiyat üzerinde pazarlık yapmak
to bargain off the price Verb
götürü pazarlık
contracting by the job
götürü pazarlık
contracting for the whole lot
götürü pazarlık
lump bargain
içten pazarlık
mental reservation
iyi bir pazarlık etmek
to drive a good bargain Verb
münhasır pazarlık etme hakkı
sole bargaining
partiler arasında pazarlık yapma
horse trading
pazarlık
deal
pazarlık
trade
pazarlık
snip
pazarlık
haggling
pazarlık
bargaining
pazarlık
mart
pazarlık
negotiation Noun, Advertising
pazarlık
bargain Noun, Advertising
pazarlık ...
negotiatory
pazarlık anlaşmazlıkları
bargaining disputes Noun
pazarlık deneyimi
bargaining experience
pazarlık ederek fiyatı indirmek
to bet down a price Verb
pazarlık ederek fiyatı indirmek
to beat down a price Verb
pazarlık edilerek saptanmış
negotiated
pazarlık edilmez
no bargaining
pazarlık edilmiş
bargained
pazarlık etme
negotiation Noun
pazarlık etme
negotiating
pazarlık etme gücü
position strength
pazarlık etme ve imza yetkisi
bargaining agency
pazarlık etmek
to haggle Verb
pazarlık etmek
to dicker Verb
pazarlık etmek
to chaffer Verb
pazarlık etmek
to haggle over the fas Verb
pazarlık fiyatı
bargaining tariff
pazarlık görüşmeleri masası
bargaining table
pazarlık görüşmeleri odası
bargaining room Noun
pazarlık görüşmeleri oturumu
bargaining session
pazarlık görüşmeleri safhası
bargaining round Noun
pazarlık gücü
bargaining power
pazarlık işlemleri
bargaining process Noun
pazarlık kesmek
to make terms Verb
pazarlık masasında temsilcisi olmak
to have representation at the bargaining table Verb
pazarlık odası dışında olmak
to be outside the bargaining area Verb
pazarlık odasında bulunmak
to be in the bargaining cards Verb
pazarlık şartlarını kabul ederek el sıkışmak
to strike hands Verb
pazarlık sonucu saptanan fiyat
negotiated price
pazarlık tarafı
bargaining unit
pazarlık teklifi
bargaining offer
pazarlık yapan taraf
bargaining unit
pazarlık yapan topluluk
bargaining group
pazarlık yapma hakkı
bargaining rights
pazarlık yapmak
to strike a bargain Verb
pazarlık yapmak
to do deal Verb
pazarlık yapmak
to snip Verb
pazarlık yapmak
to bargain Verb
pazarlık yapmak
to haggle over the price Verb
pazarlık yapmak
to troke Verb
pazarlık yetkisi
bargaining power
pazarlık yoktur
no discount
peşin pazarlık
arriving at an agreement concerning a project before the said project has a
peşin pazarlık
spot bargain
peşin pazarlık
money bargain
politik pazarlık
political bargaining power
politik pazarlık gücü
political bargaining power
resmi pazarlık yapmak
to negotiate Verb
sıkı pazarlık
haggle
sıkı pazarlık
huckstery
sıkı pazarlık
haggling
sıkı pazarlık
higgling
sıkı pazarlık eden
haggler
sıkı pazarlık eden
higgler
sıkı pazarlık etmek
to haggle Verb
sıkı pazarlık etmek
to higgle Verb
sıkı pazarlık etmek
to drive a hard bargain Verb
toplu pazarlık
bargaining rights
toplu pazarlık
collective bargaining
yegâne pazarlık yapan temsilci
exclusive bargaining agent
Turkish-English phrases from Zargan's own database

pazarlık
Bir alış verişte kendileri için en ... satıcı arasında yapılan görüşme