percentage

  1. Noun
    percent ile ayni anlama gelir. yüzde.
    What percentage of the children were absent?
  2. Noun kısım, oran, nispet.
    Only a small percentage of the class will graduate with honors.
  3. Noun (yüzde olarak) ödenek, komisyon, tenzilat, kâr, faiz oranı vb.
  4. Noun kazanç, kâr.
    no percentage: kazançsız, kârsız.
ortalama yüzde
kesin kazanç
komisyon payı
sözleşmeyle saptanan yüzde
yönetim kurulu üyesi maaşı
yüksek yüzde
en düşük yüzde
(madencilik) asgari kazanç
brüt kâr yüzdesi Noun
yüksek oranda
satış yüzdesi Noun
kanuni faiz oranı
kâr getirmek Verb
alkol derecesi
yapılan işin hacmi ya da ticaretin bir yüzdesi olarak hesaplanması
kiranın
yüzdesel değişim
(gelir vergisi) servet üzerinden verilen verginin amortisman muafiyeti
yüzde dağıtımı
yüzdenin dağılımı
yüzde rakamları Noun
artış yüzdesi Noun
değerin yüzde olarak artışı
arsa payı Noun, Law
sermaye yüzdesi Noun
maliyetin yüzdesi Noun
dağılım yüzdesi Noun
altın oranı
gelirin yüzdesi Noun
defolu ürün oranı
satış yüzdesi Noun
gümüş oranı
perakende veya net fiyatın yüzdesi Noun
kârdan yüzde
puan Noun, Mathematics
prim yüzdesi Noun
çoğunluk ihtiyaçları Noun
şirkete yatırılmış para ve mülke oranla şirketçe elde edilen kâr
karşılaştırmalı bilanço
brüt dara
nisbi vergi
(bordro vergisi) (sigorta) oransal vergi
her muameleden yüzde vermek Verb
yönetim kurulu üyesi kâr payı
maluliyet yüzde tablosu Noun
pek yüksek hata oranı
bir oran dahilinde dağıtma
sabit yüzde ücret
sabit yüzde yöntemi
sabit yüzde amortisman yöntemi
sabit yüzde değer artışı
sabit yüzde değer artışı
yüksek rutubet derecesi
yüzde üzerinden
...'de % paya sahip olmak Verb, Management