piper

  1. Noun kavalcı, flütçü, klarinetçi, zurnacı vb. gibi borulu çalgı çalan kimse.
  2. Noun gaydacı.
  3. Noun güvercin yavrusu.
  4. Noun öksüz balığı
masrafı yüklenmek.
(a) bedelini ödemek, sorumluluğu yüklenmek, (b) eyleminin kötü sonuçlarına katlanmak, (c)
He who pays
the piper calls the tune: Parayı veren düdüğü çalar.
fareli köyün kavalcısı: Robert Browning'in 1842'de yazdığı Alman halk masalı kahramanı. Noun
aldatıcı/bol keseden vaatlerle başkalarını peşinden sürükleyen kimse. Noun
öksüz Noun, Zoology
parayı veren düdüğü çalar