plans

English Turkish Phrases

alter one's plans
tasarısını değiştirmek Verb
come out into the open with one's plans
planlarını açıklamak Verb
develop one's plans to an audience
tasarılarını dinleyicilere anlatmak Verb
disguise one's plans
planlarını değiştirmek Verb
go ahead with one's plans
planlarını uygulamak Verb
go ahead with one's plans
tasarılarını gerçekleştirmek Verb
indicate one's plans
planlarını açıklamak Verb
make one's plans for the next day
ertesi gün ne yapacağını kararlaştırmak Verb
make one's plans known
planlarını açıklamak Verb
show one's plans
planlarını açıklamak Verb
unfold one's plans for the future
gelecek için tasarılarını açmak Verb
unfold one's plans to sb
birine planlarını açmak Verb
balk sb's plans
birinin tasarılarını engellemek Verb
be fatal to sb's plans
birinin planlarını suya düşürmek Verb
be in complete ignorance of sb's plans
birinin tasarılarından hiç haberi olmamak Verb
be obstructive to sb's plans
birinin planlarını engellemek Verb
block sb's plans
birinin planlarını engellemek Verb
contingency plans
acil durum planları Noun
contravene sb's plans
planlarını bozmak Verb
contravene sb's plans
planlarını akim bırakmak Verb
cross sb's plans
birinin işini bozmak Verb
disarrange sb's plans
birinin planlarını bozmak Verb
discomfit plans
tasarılarını bozmak Verb
disconcert sb's plans
birinin planlarını bozmak Verb
fluid plans
kolay değişen planlar Noun
forward sb's plans
birinin planlarını uygulamak Verb
future plans
geleceğe yönelik planlar Noun
have no fixed plans
belli bir planı olmamak Verb
have secret c a of the enemy's plans
düşman planları hakkında gizli bilgi sahibi olmak Verb
interfere with sb's plans
birinin planlarını engellemek Verb
interfere with sb's plans
birinin planlarına mâni olmak Verb
make plans
plan yapmak Verb
my immediate plans
şu andaki planlarım
oppose sb's plans
birinin planlarına karşı çıkmak Verb
plug sb's plans
birinin planlarını engellemek Verb
put someone off his plans
birine planını değiştirmek Verb
ruin sb's plans
birinin planlarını bozmak Verb
special bank credit plans
kredi alanlara bankalarca kullandırılan kredi limitleri Noun
spending plans
harcama planları Noun
traverse sb's plans
birinin planlarını baltalamak Verb
upset the enemy's plans
düşmanın planlarını altüst etmek Verb
visionary plans
hayali planlar Noun
work plans
iş planları Noun
wreck sb's plans
birinin planlarını altüst etmek Verb
plans board
(reklam ajansı) planlama kurulu
plans board
(reklam ajansının yaratıcı stratejileri gözden geçirme yönetim kurulu
plans in embryo
henüz oluş aşamasındaki planlar Noun
bring sb's plans to naught
birinin planlarını akamete uğratmak Verb
I have plans.
İşim var.
I have plans.
Başka bir işim var.
lay down plans for a holiday
izin için plan yapmak Verb
make plans for the future
gelecek için plan yapmak Verb
make plans for the holidays
iznini nasıl geçireceğini tasarlamak Verb
Department of Budget, Private Account, Plans and Projects and Administrative Affairs
Bütçe, Özel Hesap, Plan Proje ve İdari İşleri Dairesi Noun, Organizations
Department of Plans and Principles
Plan ve Prensipler Başkanlığı Proper Name, Organizations
English-Turkish phrases from Zargan's own database