potential

  1. Adjective muhtemel
  2. Adjective olanaklı, muhtemel, gerçekleşmesi mümkün.
    a potential danger. potential uses of nuclear energy.
  3. Adjective (ileride) olabilecek, olabilir, olmaya müsait, olmak istidadı gösteren.
    Every seed is a potential
    plant. He is seen as a potential leader of our political party. a potential slum neighborhood.
  4. Adjective, Physics gizil, gizli, potansiyel.
    potential energy: gizilgüç, potansiyel enerji. (bkz: kinetic energy ).
  5. Adjective, Grammar olanaksal, olanak/ihtimal bildiren:

    may, might, can, could
    fiilleri gibi.
  6. Noun olanak, olasılık, imkân, ihtimal.
    A new invention has a big sales potential.
  7. Noun gizli yetenek/güç/kabiliyet, kudret.
    The boy has acting potential, but he needs training.
    to
    reach its highest potential: kudretinin zirvesine ulaşmak.
  8. Noun, Physics erkil, potansiyel: kütle çekimi veya elektrik alanı içinde bulunan birim (elektrik yüklü) kütleyi sonsuzdan
    belirli bir noktaya getirebilmek için alan kuvvetlerinin yaptığı iş.
    potential difference: gerilim, potansiyel farkı.
  9. Noun, Grammar olanaksal fiil.
  10. Noun erkil işlev, potansiyel fonksiyonu: türevi alan şiddetini veren işlev.
gücünü kanıtlamak Verb
aksiyon potansiyel Noun, Biology
aksiyon potansiyeli Noun, Cognitive Science
aktif potansiyeli
dirim-erkil: bitki ve hayvanların uygun çevre koşulları altında çoğalma gücü.
meslek olanakları Noun
değme erkili: birbirine değen farklı iki metal arasında oluşan gerilim.
kredi potansiyeli
azalma eğilimi
ekonomik potansiyel
elektrik potansiyeli Noun, Engineering
enerji potansiyeli
enerji tasarruf potansiyeli
patronluk yeteneği
ihracat potansiyeli
(elektrik) voltaj düşmesi
büyüme potansiyeli
yüksek evsaflı
sanayi potansiyeli
pazar potansiyeli
askeri güç
askeri potansiyel
verim potansiyeli
toplam ekonomik potansiyel
üretim potansiyeli
üretim potansiyeli
kâr potansiyeli
satış potansiyeli
satış potansiyeli (bir şirketin belirli bir piyasadan elde edeceğine inandığı hisse
servis potansiyeli
teknik potansiyel
yükselme olasılığı
savaş yapma potansiyeli
savaş yapma potansiyeli
işgücü potansiyeli
potansiyel müşteri
müşteri adayı
rekabet ihtimali
potansiyel rekabet Noun, Competition Law
potansiyel rakip Noun, Competition Law
müşteri adayı
potansiyel müşteri
potansiyel talep
muhtemel talep
sağlanabilecek kazanç
düşman olması muhtemel kişi
gizli güç
potansiyel enerji Noun, Chemistry
fiyatta küçük bir artış olması ya da giriş zorluklarının azalması durumunda bir piyasaya girmeye hazır bekleyen bir örgüt
büyüyüp gelişme imkânı
potansiyel gsmh
potansiyel verim (potansiyel gayri safi milli hâsıla
potansiyel gayri safi milli hasıla
bir yıl içinde tüm kaynakların (toprak , işgücü ve sermaye) tam kullanılması durumunda üretilen mallar
ve hizmetlerin son veriminin değeri
potansiyel işgücü Noun
pazar imkânı
potansiyel tehdit
yararlanılabilecek kaynaklar Noun
gerçekleştirilebilecek satışlar Noun
toplam nominal sermaye ile gerçekleştirilmiş sermaye arasındaki fark
potansiyel esas sermaye
emisyon rezervi
potansiyel değer
adam öldürebilir olmak Verb
potansiyel müşterileri caydırmak Verb
elektriksel potansiyel enerji Noun, Engineering
nükleer potansiyel enerji Noun, Engineering