privy

  1. Adjective
    privy to: sır ortağı, gizli bilgisi olan.
    to be privy to: sır ortağı olmak, sırrını bilmek.

    Very few of them were privy to the details of the plot.
  2. Adjective özel, kişisel, kişiye özel, şahsî, zata mahsus.
  3. Adjective bir şahsa (özellikle hükümdara) tahsis edilmiş.
  4. Adjective gizli, saklı, hafi.
  5. Adjective ayakyolu, evden ayrı kulübede bulunan helâ.
  6. Adjective, Law ortak, taraf, hukukî bir işleme doğrudan doğruya veya dolaylı olarak katılan kimse.
halvet dairesi/odası, sarayda özel daire. Noun
özel meclis, hükümdarın hasse meclisi, divanı hümayün, özel danışmanlar kurulu. Noun
(İngilterede) devlet danışma kurulu: üyeleri başbakan tarafından seçilen ve krala devlet işleri hakkında bilgi veren kurul. Noun
devlet danışma kurulu üyesi
özel danışman. Noun
has hazine, kralın şahsî masraf ödeneği. Noun
küçük ferman mühürü, ikinci derecede önemli belgelere basılan kral mühürü. Noun
hükümdarın şahsi mührü
(Br) kral mührü
bir sahtekârlığa katılan
mahkeme dışında bir hâkime tevdi edilen jüri kararı
bir sır tevdi edilmek Verb
bir sırra vakıf olmak Verb
bir eyleme katılmak Verb
(Br) hazine-i hassa müdürü (hükümdara şahsi masrafları için tahsis edilen paranın sorumlusu
Has Mühürdar, Ferman Mühürü Emini.