rain

  1. Noun yağmur.
    The crops need rain . He went out in the rain without a coat. [İlgili sıfat:
    pluvial].
  2. Noun yağış, sağnak, yağmur yağması.
  3. Noun yağmurlu/yağışlı hava.
  4. Noun yağmur, ardı arkası kesilmeyen olay.
    A rain of arrows/of questions.
  5. Verb (yağmur) yağmak.
    It rained all night.
  6. Verb yağmur gibi boşanmak/dökülmek/inmek.
    Tears rained from her eyes. The bombs came raining down.
  7. Verb (yağmur gibi) yağdırmak.
    Their rich uncle rained (down) gifts upon the children.
asitli yağmur (sülfürik asit ve nitrik asit içeren yağmur
asit yağmuru Noun, Environment-Ecology
tam sıhhatli, sapasağlam, turp gibi.
Jane's been ill, but she's as right as rain now.
sürekli yağmur
sürekli yağmur
yağışsızlık
yağışsız
yağmur seli
bereketli yağmur
bol yağan yağmur
şiddetli yağmur Noun
buzlu yağmur, yağar yağmaz buz tutan yağmur. Noun
sulu sepken: karla karışık yağmur. Noun
yağmur altında
ardı arkası kesilmeyen yağmur
yağmur yağacak gibi
yağmur yağacağa benzer
yağmur yağacağa benzemek.
(yağmur) sicim gibi inmek, bardaktan boşalırcasına yağmak.
It's really pelting down= It's pelting
with rain: Sicim gibi yağmur yağıyor. 8
at full pelt: bütün hıziyle, alabildiğine koşarak.
bardaktan boşanan yağmur
yağmur duası
yağmur duası
çisil çisil yağan yağmur
yağmur tehlikesi
yağmur seli
sel gibi yağmur
sel gibi yağmur
yağmurlamak Verb
yağmur bölgesi
bardaktan boşalırcasına (yağmur) yağmak.
bardaktan boşanırcasına /sel gibi yağmur yağmak.
bardaktan boşanırcasına yağmak, sel sele gitmek.
ertelenen oyunun sonraki gösterisi için muteber bilet. Noun
ucuz satılan ve mevcudu tükenen malı sonra aynı fiyata satmayı vadeden belge. Noun
ertelenmiş davet. Noun
yağmur bulutu
yağmur kuşu: çiftçilerin yağmur yağacağını haber verdiğine inandıkları birkaç çeşit kuş Noun
yağmur dansı: Amerika kızılderililerinin yağmur yağması için yaptıkları âyin. Noun
yağmur damlası
üç gün durmadan yağmur yağmak Verb
cengel, tropikal orman, çok yağmur yağan tropik ülkelerdeki sık orman. Noun
yağmur ormanı Noun, Environment-Ecology
yağmur yağma sıklığı
yağmur ölçeği. Noun
barometre
yağmur hasarı sigortası Noun
yağmur sigortası Noun
yağmur yağdıran adam
tebrik yağmuru
bütün gün durup durup yağmak Verb
her türlü havada, ister yağmur yağsın ister güneş açsın.
sağanak yağmur Noun
yağmur dönemi
sağanak yağmur
yağmur suyu. Noun
atıştırmak Verb
her türlü hava şartında
Alacağım olsun.
Başka bir gün buluşuruz.
davete başka zaman icabet etmek, “alacağı olmak”.